İletişim, kişiler arasındaki tüm duygu, düşünce, bilgi alış-verişi olarak tanımlanabilir. Kişi kendini ancak anlattıkları ile ifade edebilir. Bunun için iletişim kurma becerisine sahip olmak çok önemlidir. Özellikle iş dünyasında bilgisayar becerisi, iki dil bilme becerisi, üniversiteyi birincilikle bitirmek elbette çok önemlidir. Ama bu becerileri ancak iletişim becerisi ortaya çıkarır.
İş yerinde iletişimin nasıl olması gerektiği konusunun pek çoğunuzu ilgilendirdiğini ya da artık ilgilendirmesi gerektiğini söylüyorum. Zira bu hem başarı hem de mutluluk için aşılması gereken kilit noktadır. Sonuçta; günün büyük bölümünü geçirdiğimiz iş yerlerinde nasıl iletişim kuracağımızı bilmezsek, haliyle sorun yaşarız.
Bir iş ortamında iyi iletişim kurulamaması, çalışanların birbirlerine karşı olumsuz tavırlar sergilemesini tetikleyebileceği gibi müşterilere de yansıyabilir ve müşterilerin kurum hakkında olumsuz düşüncelere yönlenmesine sebep olabilir.
Doğru iletişim kurmak içinse, gerçekten birey kendini tanımalı, kendi tutum ve davranışlarını bilmelidir. Pozitif yaklaşımı tercih etmeli, kendi düşüncesi dışındaki görüşlere saygılı olmalı ve güven vermelidir. Ön yargılardan uzak durmalı, dürüst olmalıdır. Sağlıklı bir iletişim kurmak adına doğru tercihlerde bulunmalı, örtülü mesajlar vermek yerine açık ve net olmalıdır. Doğru zamanda doğru kişiye kendini doğru bir şekilde ifade etmelidir.
İş hayatında mimiklerin, vücut dilinin, ses tonunun, kelimelerin, içeriğin, sunuşun; kısacası iletişimi oluşturan her şeyin aldığımız sonuçlarda ve tepkilerde büyük etkisi olduğunu artık biliyoruz. İş hayatını kolaylaştıracak ifade tarzları neler? İşte yanıtı…
1) Teşekkür ederim: Kime en son ne zaman özel ya da kamusal bir teşekkür ettiğinizi hatırlamaya çalışın. Buna bir de sihirli kelime ’lütfen’i ekleyin, göreceksiniz emirleriniz bile daha az can yakacak.
2) Tamam hemen halledeceğim: Tam dikkatinizi verdiğinizi, kişisel olarak ilgileneceğinizi, karşı tarafın endişelenecek bir şeyi olmadığını ifade etmek ve aranızdaki uyumun altını çizmek için daha iyisi olamaz.
3) Zevkle yaparım: Yardım eli uzattığınızda bunu karşı tarafı borçlandırarak değil, keyifle yaptığınızı ifade etmeniz ilişkilerinizi güçlendirecektir.
4) Peki şöyle olsaydı… “Şunu nasıl başarabiliriz” ya da “bunu da deneyelim mi” gibi ifadelerle insanların katkılarına ve fikirlerine açık olduğunuzu, ortadaki meselenin hepinize ait olduğunu ifade etmek iyi bir diyalog başlatıcı olabilir.
5) Güler Yüz ve Tatlı Dilin Her Zaman İşe Yarayacağının Farkına Varın! Düşünsenize; iş yerinize girdiğinizde karşılaştığınız insanlara gülümseyerek “günaydın” dediğinizde mi daha başarılı ilişkiler kurarsınız, yoksa asık suratınız ve bıçağın bile açamadığı ağzınızla öylece masanıza oturduğunuzda mı?
6) Yanlış Anlaşılmaların Önüne Geçmek için Soru Sorup Net Olun! Karşınızdaki kişinin ne dediğini tam olarak anlamadıysanız, mutlaka bunu belirtin. “Yanlış anlamadıysam, şunu şunu diyorsunuz, teyit etmek için soruyorum şöyle mi demiştiniz…” gibi sorularla yanlış anlaşılmaların önüne geçin. Aynı şekilde sizin söylediklerinizin de anlaşılır olmasını sağlayın.
7) Vücut dilinizi doğru kullanmayı öğrenmelisiniz. Mimiklerinizden, göz temasına, el kol hareketlerinizden oturuşunuza, yürüyüşünüzden duruşunuza varana kadar hepsine ayrı ayrı özen göstermelisiniz. Çünkü siz farkında olmasanız bile bedeniniz gerçekte ne söylemek istediğinizi bariz bir şekilde belli ediyor.
8) Haklısın! Birinin dikkatini çekmek istiyorsanız ona haklı olduğunu söyleyin. Zeminin buradan oluşturduktan sonra onların başta karşı çıktığı ve kabul etmeyeceği şeylere de ikna olabileceklerini göreceksiniz.
9) Anlıyorum: İnsan beyni tamamen iletişim ve bağ kurmak üzerine programlıdır. Yalnız olmadığımızı bilmek, kendimizle benzer insanlarla bir arada bulunma ihtiyacımız bazen her şeyin önüne geçebilir. Bu yüzden onlara kendi fikirlerinizi sunmak, neyi daha iyi ve doğru yapabileceklerini söylemekten daha değerli olan ’anlandıklarını’ ifade etmektir. Dinlemek, orada olmak, dikkat sarf etmek, anladığınızı hissettirmek parlak bir çözüm önerisinden daha kıymetli olabilir.
10) İyi Bir Dinleyici Olun! Çünkü iyi bir dinleyici değilseniz, karşınızdaki kişinin ne dediğini anlamaz ve büyük ihtimalle anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına yol açarsınız. Zaten iletişim yeteneği zayıf olanların çoğuna baktığınızda onların iyi birer dinleyici olmadığını görürsünüz.
Bütün bu iletişim sürecinin doğru bir şekilde yönetilmesi, kişiler arasında iletişimin sağlıklı yürütülmesini sağlayabileceği gibi, çalışma ortamı içerisinde kopukluk yaşanması durumunu engeller ve bir bütünlük sağlar. Kurulan bu bütünlük ise kurum başarısına etki eder. Bu doğrultu da çalışanlar iş ortamında daha huzurlu olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Gülşah Kaygusuz , İş Hayatı , Etkili İletişim