Sadece 45 dakika süren yürüyüşün risklerini ortadan kaldırabilmek için Petit, yedi yılını bu ‘yürüyüşe’ hazırlanarak geçirir. Kısa, orta ve uzun vadede planlar yapar ve bir yandan akrobatlığını geliştirirken, bir yandan da ikiz kuleler hakkında bilgi toplar. New York’a yolculuklar yapar, yapım halindeki binalara adeta bir casus gibi işçi, hatta gazeteci kılığında girer. İşi sahte kimlik kartları yapmaya kadar götürerek binaların teknik özelliklerini ve alınan güvenlik önlemlerini öğrenmeye çalışır. Bir ip cambazı, hazırlıkları yedi yıl süren hayalini/amacını bir projeye çevirir.
Bu amacı gerçekleştirmek için birçok yeni bilgi ve beceri kazanır. Bunu yaparken Petit yaratıcı düşünür, analiz yapar, problem çözer, ulusal ve uluslararası yolculuklar yapar. Bu sırada birçok kişi ile sıkı ilişki kurar, gösteri öncesi ne giyeceğine karar verir, hava şartlarını ve yapacağı gösteri esnasında hava değişiminin olabileceğini düşünür, kestirimlerde bulunur; düşünür, öğrenir kısaca kendini dönüştürür.
Siz gençler, yaşamınızın kendisini bir proje olarak düşünürseniz mutlu, üretken, saygın, tutkulu bir yaşam sürebilmek için neleri, ne kadar, kimlerden ve ne zaman öğrenmeniz konusunda kısa orta ve uzun vadeli planlarınız var mı? Sizin yaşam projeleriniz, hayalleriniz ne? Bunları gerçekleştirecek becerileriniz hangi düzeyde? Bu yazımda sizin kendiniz için yapabilecekleriniz üzerinde konuşalım.
Eğitim size temel sağlar, üniversite bunu sağlamlaştırır
21’inci yüzyıl becerileri olarak vurgulanan yaşam boyu öğrenme, iletişim, sayısal okuryazarlık, teknolojik okuryazarlık, problem çözme, yaratıcı ve eleştirel düşünme, çeşitliliklere değer verme, takım çalışması becerileri, 20’nci yüzyılda da Philippe Petit’i bu muhteşem yürüyüşe hazırlamadı mı? Petit’in belgesel ve biyografik filmini izlerseniz bu becerileri net bir biçimde görebilirsiniz. Dağcı Nasuh Mahruki’de, Manş denizini ilk kez geçen yüzücü Nesrin Olgun Aslan’da, bize Nobel’i armağan eden değerli Prof. Dr. Aziz Sancar’da görebiliriz bu becerileri.
Becerileri konusunda güçlü inançlara sahip insanlar yaptıkları işlerde üst düzey çaba gösterme eğiliminde olduklarından, kişinin öz-yeterliğinin farkında olması ve bunu geliştirmesinin etkili ve verimli çalışmasına katkı sağladığı biliniyor. Eğitim size bir temel sağlar, üniversite bu temeli sağlamlaştırır ancak bu temeli siz daha güçlü yapabilirsiniz. Sizlere sosyal ve iş yaşamınızda önemli bazı beceriler ve bunları nasıl uygulayacağınıza ilişin bazı ipuçlarını sıralıyorum:
McLaughlin’e göre değişim öncelikli olarak bireysel düzeyde meydana gelmeli. Bireysel düzeyde değişim de, kademeli ve ardışık olarak gerçekleşir. Yukarıda sıralanan becerilerin sadece üniversite yıllarında kazanılması oldukça zor. O nedenle bu becerilerin, okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitede giderek derinleşen bir biçimde kazanıldığında başarı elde edilir.
Diplomanın kariyere etkisi
Diploma kariyer için gerekli bir unsur olabilir, ancak yeterli bir unsur mu? Bu konu tartışılır. Her diploma bu becerileri kazandırıyor ve kazandıracak anlamı taşımıyor. Yukarıda saydıklarımızdan sadece ‘eleştirel düşünme’ becerisi için Türkiye’den araştırma sonuçlarını paylaşıyorum:
Çetinkaya; 2011, Gülveren; 2007, Akar; 2007 ve Zayif 2008, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme puanlarının düşük olduğunu;
Kürüm; 2002, Türnüklü ve Yeşildere; 2005, Çetin; 2008, Özdemir; 2005, Saçlı ve Demirhan; 2008, Şen; 2009, Beşoluk ve Önder; 2010, orta düzeyde olduğunu saptadı.
Çelik ve diğerleri hemşirelik öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerinin düşük düzeyde olduğunu ve yaş, cinsiyet, sınıf, kitap okuma, kütüphaneye gitme gibi demografik özelliklerinin eleştirel düşünme eğilimlerini etkilediğini ortaya koydu.
Tümkaya ve Aybek (2008) kendini ‘araştırıcı’ olarak algılayan öğrencilerin en yüksek eleştirel düşünme puan ortalamasına sahip olduklarını belirledi.
Eleştirel düşünme ile ilgili hemen hemen bütün kaynaklar eleştirel düşünen bireylerde bulunması gereken en önemli özelliğin ‘araştırıcı’ bir kişilik olduğunu ifade ediyor (Ennis, 1991; Facione ve Facione, 1996; Beyer, 1991).
Burada çok önemli bir görev size düşüyor; kendinizi devamlı olarak dönüştürmeyi istemek. Bunun için gerekenleri erken yaşta yapmaya başlamak çok önemli. Artık bilgiye ulaşma sadece okul ve istemediği eğitimciden alacağı ders ile sınırlı değil. Atletizmde dekatlon, 10 pist ve saha yarışından oluşan bir daldır. Uzun süreli karmaşık hareketleri içerir. Bu yarışı kazanabilmek için bir atlet farklı ve karmaşık sistemi çözerek kendini başarıya götürecek kendini dönüştürme planının üzerinde çalışır. Bizler de yaşamın kendisini bir dekatlon alanı, kendimizi bir dekatlon atleti olarak görmeliyiz.
Sadece diploma dekatlon yarışı için yetmeyebilir
Yaşamda ve iş hatayında zorluklarla tek tek karşılaşsanız ne iyi olurdu değil mi? Üzgünüm ama böyle olmuyor, kendinizi, azminizi sınayan bir dizi zorluk içinde buluyorsunuz. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için bu yarışta dekatlon atletlerine gereksinim var. Sadece diplomanız dekatlon yarışı için yetmeyebilir.
Bu beceriler şüphesiz çok önemli. Okul programları dışında bireyin bu becerileri kazanmayı kendisinin istemesi, öğrenmesi ve uygulaması gerekiyor.
Örneğin, ‘iletişim becerisi’. Bu beceri sadece bir işin gereği olarak değil bir yaşam tarzı haline gelmeli. İletişim dersinden çıkıyorsunuz, öğrenciler ve öğretim üyesi birbirlerinin yüzüne bakmadan, hiçbir şey söylemeden ayrılıyor. Eylemle, söylem arasındaki bağlantı çok önemli.
Tony Buzan, “Beyniniz eğer onu doğru kullanırsanız, sayısız yıldız, güneş sistemi, galaksi ve zihninizin içinde düşünce evrenleri yaratma yeteneğine sahiptir” der. Ancak bu yeteneği yaşamın her alanında işe koşabilmeniz için bir harç var, adı: tutku, benim yaratıcı bileşenlerimi bir arada tutan harçtır (Petit,2015).
Yaşam boyu öğrenin, öğretin, tutkuyla. Yaratıcı düşünmeyi ve soruyu sorgulamayı sürdürün ısrarla.
Doç. Dr. Nurdan KALAYCI - Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi
Anahtar Kelimeler: Diploma , Okul , Öğrenci , Eğitim , Beceri , Kariyer