Mülakat soruları ikiye ayrılır. Çünkü işe alım uzmanlarının bir soruyu iş görüşmesinde sormalarının iki sebebi vardır. Ya sorunun doğru cevabını istiyorlardır. Ya da soruya verilen yanıtla (doğru olmasının önemi olmayarak) farklı bir noktaya gitmek istiyorlardır. Günümüzde mülakatlarda sorulan sorularda bir tekdüzelik olduğu doğrudur. Ancak tekdüze sorulara tekdüze yanıt vermek sizi daha basit gösterecektir. Unutmayın ki mülakat sizin sahne performansınızı gösterdiğiniz andır. Sahneye çıktığınızda farklı olduğunuzu göstermeniz gerekir.
Sık sorulan mülakat soruları ve cevapları
‘’Bu odaya kaç köpek balığı sığar?’’
Muhtemelen pazarlama yöneticisi pozisyonu için mülakatta beklediğiniz ilk soru bu değildir.
Ama olabiliyor. Beklenmedik olan soruyu beklemelisiniz. Özellikle teknoloji şirketleri alışılmadık mülakat sorularıyla bir ün kazanmıştır. Ama unutmayın, bu sorular kolay bir şekilde hazırlanılmıyor (işte bu yüzden şirketler bu soruları soruyor) !
Neyse ki birçok mülakatçı iş için yeterli yetkilere sahip olup olmadığınıza, zorluklarla nasıl başa çıktığınıza veya şirketin kültürüne uyum sağlayıp sağlayamayacağınıza dair bilindik sorular soracaktır.
Bu sebepten dolayı görüşünüz ve vücut dilinizle vereceğiniz ilk ve de doğru izlenim çok kritikken; bu sorulara nasıl cevap verdiğiniz sizin işi alıp alamayacağınızı belirleyecektir.
Peki siz mülakat sorularını nasıl cevaplarsınız?
Bana kendinden bahset
Klasik ve kibar bir kaynaştırma sorusu. Pratikte rahatlatıcı bir başlangıç olması amaçlanan bu cümle adaylar için genel olarak bir kabustur çünkü sinir bozucu bir şekilde belirsizdir.
İlk bakışta verilen izlenimde soruyu almaktan ve bütün hayat hikayenizi anlatmaktansa sorunun belirsizliğini avantaja çevirin. Önceden iki dakikalık kısa bir sunum hazırlayın. Kim olduğunuzu, ne yaptığınızı, şirketin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmede yardımcı olabileceğiniz yetenek ve hevese neden sahip olduğunuzu özetleyen bir konuşma hazırlayın. En son nokta oldukça önemli. Şirket bir zorlukla burun buruna olabilir. Büyük ihtimal içerik pazarlaması yeterli ziyaretçi çekmiyor veya internet sitelerinin tasarımı kötü olduğundan dolayı büyük bir düşüş oranı var ve bunu sizin deneyiminiz ve yeteneğiniz ile çözebilirler. Bu soruya iyi cevap verin ve zorluğu tanımlayarak ve onu nasıl çözebileceğinizi göstererek mülakatçı ile kritik bir iletişim oluşturun.
Mülakatçılar bunu kovulup kovulmadığınızı öğrenmek veya çalışılması dayanılmaz biri olup olmadığınızı öğrenmek için sorarlar. İş arkadaşlarınızla oluşan çatışmalardan, yönetimle ilgili anlaşmazlıklardan veya eski şirketinizle ilgili negatif hislerden bahsederek bu tuzağa düşmeyin. Bunun yerine gerçek (yeni bir şehre taşındım) veya pozitif (yeni zorluklar arıyorum) nedenlere odaklanın.
Ayrıntılara girmeden yeni zorluklar aradığınızı söylemek bunu sonlandırmayacaktır. Açık olmalısınız: belki de yeni bir ürünü markete sokmanın; ya da sofistike bir e-ticaret platformunu yaratmanın zorluğunu istiyorsunuz. Peşinde olduğunuz zorlukların yapılarını ve mülakatına girdiğiniz işin bunu nasıl sağladığını, fakat bir önceki işinizdeki pozisyonun bunu sağlamadığını belirtin.
En güçlü taraflarınız nelerdir?
Bu bir önceki soru ile birlikte bir mülakat ikilisidir ama buna rağmen nadir bir şekilde güzelce cevaplanmıştır. Tabii birçok aday iyi, anlamsız ve palavralardan oluşan bir listeyle cevap verecektir: ‘”Kolay motive olurum, ileri görüşlüyümdür, dinamiğimdir ve de mükemmel bir iletişimciyimdir!”.
Etkilemek için iş tanımına referans vererek soruyu cevaplamalısınız. Birçoğu işin üstesinden iyi gelinmesi için gerekli becerileri oluşturan bir bölüm içerir. Bunlardan bir veya iki tanesini seçin ve mülakatçınıza iş için gerekli yeterliliğinizi gösterecek bir hikaye anlatın.
Örneğin bu şekilde cevap verebilirsiniz: “Birincil güçlü tarafım yazıda mükemmel bir iletişimci olmam; bunu en iyi şunu yaptığım zamanı anlatarak gösterebilirim…” ve daha sonra ideal olarak verilerle becerilerinizin size başarmanızda nasıl yardımcı olduğunu gösterin.
En zayıf yanlarınız nelerdir?
Bence en tehlikeli soru bu. Bu soru neredeyse hep sorulmasına rağmen hiçbir zaman yeterli bir şekilde cevaplanmamıştır. Neden? Çünkü doğal olarak kimse kendi zayıflıklarını itiraf ederken rahat hissetmez. Sonuç? Bu soruya doğru cevap veren kişiler negatif olanları pozitife çevirmeye çalışıyor: ‘’Mükemmelliyetçiyimdir, ‘’bazen ben de çok çalışırım’’ gibi.
Bu şekilde sorulan mülakat sorularına vereceğiniz cevapların işin gidişatını bozacak kadar zayıf olmaması gerekir. Gizlemeniz gereken bir özelliğinizi mülakatta açık edip elenmek istemezsiniz değil mi? Ama cevap vermek için daha iyi yollar var. Alternatif olan ise geçmişte tanımladığınız bir zayıflığınızı seçmek ve sonuçlarını azaltmak için alınan adımları, örneğin ek bir eğitimi anlatmak.
Aynı zamanda dikkatli de olmalısınız; zayıflığı pozisyonu iyi bir şekilde yerine getirmek için merkezi olan bir şey olarak tanımlamayın. Önemli bir şey seçin ama mülakatında olduğunuz işe dair yüzeysel kalsın. Yaygın bir örnek olarak geniş kitlelerin önünde konuşmakta zorluk çektiğinizi fakat daha sonrasında pratik yaptığınızı, eğitim aldığınızı ve şu an çok daha özgüvenli olduğunuzu söyleyebilirsiniz.
Bu cevabın yapısı doğrudur ama size dair spesifik olan bir şey hakkında düşünmelisiniz. Muhtemelen daha çok sıradan ofis görevlerine odaklanmak için mücadele ediyorsunuz ama üretkenliğinizi yönetmek için birçok yol geliştirdiniz veya görev devretmekten hoşlanmıyorsunuz çünkü sizin bir şeyleri tamamlamaya dair kendinize özel yollarınız var ama takımınıza güvenmeyi öğrendiğinizden beri işlerin gidişatı değişti.
Yapmamanız gereken şey ise mükemmel olduğunuzu iddia etmektir. Öyle bir cevap güvenilir değildir ve aynı zamanda gizlediğiniz eksiklerinizin olduğunu veya en kötü ihtimalle dürüst olmadığınızı gösterir.
Bana takımınızdaki bir kargaşayla başa çıkmanız gereken bir dönemden bahsedin?
Bu ‘’bana şunu anlatın’’ soruları sizin bir hikayeyle soruya cevap vermenizi ister. Hepimizin kısa hikayeler şeklinde anlatacağı deneyimleri olmuştur ama bunları gerektiğinde hatırlamak zor olabilir. Hikayeler hazırlamanın kilit noktası senaryoları şekillendirmektir. Başarılar, başarısızlıklar ve çatışmalar.
Bir kariyer danışmanı bir hikayeye sahip olduğunuzda onları nasıl oturtacağınızı düşünmeniz gerektiğini öneriyor. Örneğin bir pazarlama yöneticisiyle yeni kampanyanın şirketin yararına olmayacağına dair endişelerinizi paylaşarak karşı çıktığınız hakkında bir hikaye anlatın. Daha sonra zafer kazanmışçasına patronunuza performans verisini gösterdiğinizi ve patronunuzun daha sonradan kampanyadan vazgeçtiğini anlatın.
Bu hikaye uygundur, aynı şekilde mülakatçı tarafından birçok şekilde yorumlanabilir. Örneğin ikna edici olmadığınızı ve zayıf bir iletişimci olduğunuzu düşünebilirler. Bundan kaçınmak için sizin mülakatçının görmesini istediğiniz pozitif dersi vurgulayan açılış ve kapanış ifadeleriyle hikayeyi şekillendirmelisiniz
Bu yüzden ‘’kariyerimin başında öğrendim ki anlaşmazlık veri ile destek çıkıldığı sürece sağlıklıdır’’ diyebilirsiniz. Bu şekilde söylediğinizde mülakatçı sizin öğrenmenize daha odaklı hale gelir.
Başarısız olduğunuz bir zamandan bahsedin
Aynı bir önceki sorudaki gibi, bu soruya cevap verirken rahatsız hissedeceksiniz. O zaman neden bunu soruyorlar? Çünkü birçok araştırma gösterdi ki bireylerin başarısızlıklarını söylemede başarısız olduğu yerde; bireyler bir o kadar da hatalarından öğrenmeden uzak kalıyor. Bu mülakat sorusuyla mülakatçılar sizin kendinizin farkında olduğunuzu, düşünceli ve öğrenmeye açık olduğunuzu bilmek istiyor.
Cevap verirken üç-adım yaklaşımını benimsemelisiniz:
Öncelikle gerçek bir başarısızlık seçin. Birkaç kuruştan dolayı kaçırdığınız gelir hedefi buna cevap olmayacaktır. Aynı şekilde eğer geçmişinizde büyük bir başarısızlık yaşadıysanız onu da göze sokmanın zamanı değil. Bir hareketinizden veya yapmadığınız bir hareketten dolayı önemli bir şeyin yolunda gitmediği ama daha sonra onunla nasıl başa çıktığınızı ve ondan bir şeyler öğrendiğiniz bir hikaye seçin.
İkincisi, başarınızı bir hikaye olarak tanımlayın; başarısızlığınızı yanlış giden bir şeyi çoktan kabul etmiş ve daha sonra ondan büyük bir ders almış bir birey olarak sırasıyla anlatın. Başarısızlığınızın üstünde çok durmayın gerçeklere dayanın ve onunla nasıl başa çıktığınız bölüme geçin.
Son olarak ne öğrendiğinizi paylaşın. Neden bir şeylerin ters gittiğini, daha sonradan neyi farklı yapmanız gerektiğini anladığınızı ve gelecekte neyi farklı yapacağınızı anlatın.
Veeeee… Kendinizi X sene içerisinde nerede görüyorsunuz?
Bu klişe soru standart bir kapanış sorusudur. Neden klişe? Çünkü kaçınılmaz olan sıkıcı cevaplardan öğrenilebilecek çok bir şey yoktur. Başarılı olmak istiyorsun, tabii ki. Kim istemez ki?
Bu tür soruya cevap verirken dikkat etmeniz gereken en önemli şey pozisyon ismini vermemektir. Bu tür sorularda x yıl sonra şu pozisyonda olmak istiyorum demeyin. Bunun yerine öğrenmek istenilen dersler üzerine ve kariyerinizde deneyimlemek istediğiniz şeyler üzerine odaklanmalısınız.
Bu ayrıca mülakatı bir tartışmaya çevirmek için bir fırsattır. Örneğin onlara şirketlerini beş sene içerisinde nerede gördüklerini veya gelişim fırsatları olarak neleri beklediklerini sorabilirsiniz. Yani mülakatçının kendi kalesine gol atmasını sağlayabilrsiniz.
İstanbul İşletme Enstitüsü
Anahtar Kelimeler: Mülakat , En Sık , Sorulan , Sorular , Cevaplar