Bizler tarih boyunca farklı olmaya çalıştık. Belki atalarımıza, akrabalarımıza benzemeye çalıştık, ama çoğunlukla “kendimiz” için bunu yaptık. Bireyin özünü oluşturmak için farklı olduk.
Çoğaldık ve farklılaştık. Tek hücreli canlılardan beri epey yol kat ettiğimiz ortadadır. Bunu neden yaptık? Farklı birer birey olmak mi ? Cevap basit. Yaşamak için. Yaşamın temel gereklerinden biri farklılıktır. Eğer farklı bireyler, farklı bedenler, anlayışlar, fikirler olmasaydı hayatlarımızı sürdüremezdik. Farklı fikirlere sahip olduk. Çünkü değişen çevremizde değişmeyen insanlar barınamazdı. Farklılıklar değişikliklere yanıt vermemizi kolaylaştırdı. Farklı olanlar zamana ayak uydurdu.
Hayatınızı mı değiştirmek istiyorsunuz? Kendinizi daha iyi, daha mutlu mu hissetmek? O zaman niye duruyorsunuz. Şu andan itibaren hayatınızda değişiklikler yapmaya başlayın. Kimi zaman içimizde yarattığımız dünyaya kendimizi hapseder ve dışımızda kalan hayatı reddederiz. Aynı şeyleri giyer, aynı şeyleri yer, aynı yerlere gider, aynı şeyleri yaparız. Bu, bir çeşit kendini cezalandırma mıdır? Kim bilir? Ancak kesin olan bir şey vardır ki o da farkına bile varmadan kendimizi tekrar ederek yaşamaya devam ettiğimizdir.
Bunu yapmamızın elbette çeşitli nedenleri olabilir. Problemlerden bunaldığımız için kendimizi yorgun hissediyor ve hiçbir şeye dikkat etmiyor olabiliriz. Ya da önemli bir problemimiz yoktur da farkındalığımız kapalıdır. Bu durumda tekdüze olmanın hayatımıza verebileceği zararı görme imkânımız kalmaz.
Aynı şeyleri giyer, aynı şeyleri yer, aynı yerlere gider, aynı şeyleri yaparız. Bu, bir çeşit kendini cezalandırma mıdır? Kim bilir? Döngünün içerisine kendimizi öyle kaptırırız ki, etrafımızda bulunabilecek basit güzelliklerle bağlantımızı kestiğimiz aklımıza bile gelmez.
Tekdüze yaşamak ve sınırlı döngüler içerisinde geçen bir hayat, huzurumuza ket vurabilecek en tehlikeli unsurlardan biridir. Bu nedenle kişinin kendisini zaman zaman yenilemesi ve tazelemesi gerekir. Bu sayede hem hayatın değişik tatları olduğunun farkına varır hem de bir an dahi olsa kendisini yenilediği için memnuniyet duyar.
Kişinin kendisine özen göstermesi ruhunu motive ederek hayat içerisinde daha güçlü durmasına yardımcı olacaktır. Bu anlamda kendimizi yenilemek için yapacağımız ufak bir terapi bize yardımcı olacaktır. Uygulanması çok kolay olup herhangi bir maliyet içermemekle beraber sadece biraz zaman ayırmamız kâfi gelecektir.
Bu terapi, üstümüze başımıza yeni kıyafetler almamızı veya bütçemizi gözden geçirip kurcalamamızı hiç mi hiç gerektirmez.
Küçük Dokunuşlarla Kendini Yenileme Terapisi
1- Öncelikle kendimizi yenileyeceğimize ve kendimiz için iyi bir şeyler yapacağımıza dair kendimizle bir anlaşma yapmaya karar verelim. Dünya üzerinde yapılan anlaşmaların en önemlileri, insanların kendileri ile yaptıkları anlaşmalardır.
Ruhunuzun derinliklerinde olup bitenleri, aklınızdan geçirdiklerinizi kimse göremez. Siz söylemezseniz bunları hiç kimse yüzünüze bakıp okuyamaz. Bu nedenle de kendimizle yaptığımız anlaşmaların kolaylıkla bozulmak gibi bir şanssızlıkları vardır. Ancak unutmayalım; özsaygımız ne denli fazla ise, kendimizle yaptığımız anlaşmaları bozmak da o kadar zor olur.
2- Kendimizle yaptığımız anlaşmalar, zaman ve çevre şartlarının değişmesi ya da koşulların tersine dönmesi nedeni ile yeniden gözden geçirilebilir. Ancak kendimize bir söz vermişsek ve bu söz bizim için faydalı olan bir unsur içeriyorsa süreç zor da olsa bu söze sadık kalmaya gayret etmemizde daima fayda vardır.
Kendimizle anlaşmaya vardıktan sonra, sıra etrafımızdaki koşulları iç huzurumuzu yakalayacağımız şekilde ayarlamaya gelir. Bu nedenle evimizin içerisine şöyle bir göz atalım. Acaba değiştirilmesi gereken bir şeyler var mıdır?
Kimi zaman evimizde bulunan bir eşyanın veya bir odanın yerinin değiştirilmesi bile insan ruhuna tarifi imkânsız bir huzur duygusu verebilir.
3- Yapılan ufak tefek değişikliklerden sonra yaratılan yeni durum size biraz olsun huzur verdiyse problem yok. Ancak halen tamamlanmamış bir şeyler olduğunu düşünüyorsak evimizi bu kez alıcı bir gözle inceleyerek ihtiyacımız olmayıp da halen yaşam alanımız içerisinde tuttuğumuz herhangi bir nesnenin var olup olmadığına bakmamız gerekecektir. Bu tür eşyalar varsa, kullanımımız için gerekli değilse ve vazgeçebiliyorsak ihtiyacı olanlara verilmek üzere bir kenara ayırmak akıllıca olacaktır.
4- Genel temizlikten sonra sıra geldi kendimize ait olan dolabımızı gözden geçirmeye. İhtiyacımız olmadığına inandığımız her ne türde eşyamız varsa bunları gerçekten ihtiyacı olanlara verilmek üzere yine seçilen diğer eşyaların yanına koyalım. Kullanılmayan eşyalar hem alan kaplar hem de evin içerisinde bulunan enerjiye olumsuz etki ederler. Ev ne kadar sade, düzenli ve kullanıma elverişli olursa evin içerisinde dolaşan olumlu enerji o kadar yüksek, evde yaşayan kişilerinde huzurları da o denli güçlü olur.
5- Eğer çalışıyorsak, kademeli temizliğimizi işyerimizde de uygulayarak devam etmemiz faydalı olacaktır. Burada detaylı bir değişiklik yapma şansımız yoksa kendi masamız, dolap ve çekmecelerimiz ile yetinelim. Masamızın üzerinde güzel bir temizlik yapalım. Çekmecelerimizin içerisinde gereksiz olan ne varsa ayıklayalım. Günümüzün büyük bir bölümünü veya tamamını masa başında geçiriyorsak, düzenlerken gözümüzü rahat ettirecek ve kullanım kolaylığı sağlayacak şekilde olmasına dikkat edelim.
Hayat alanlarımızda gerekli değişiklik ve elemeleri yaptıktan sonra, sıra bunları ihtiyacı olabilecek insanlara dağıtmaya geldi. Burada üzerinde duracağımız önemli nokta, onları gerçekten ihtiyacı olabilecek kişilere verebilmektir. Kendi evimizde veya iş yerimizde yer tutan ve aslında gereksiz olan eşyaların dağıtılmasının inanılmaz yararları vardır.
* Gereksiz eşyalarımızdan kurtulduğumuzda hayat alanımız genişleyecektir.
* Bu eşyalar atıl olarak kalmaktansa işe yarayacak yerlerde kullanılacaktır.
* Birilerine faydalı olduğumuzu hissettiğimiz için içimizdeki olumlu olma enerjisi ve iç huzurumuz artacaktır.
* İnsanların gözlerindeki mutluluk hissi bize de ister istemez yansıyacak ve kendimizi daha mutlu, daha güvenli hissetmemize yardımcı olacaktır.
* Bu terapiyi belli periyotlarda ayda bir veya iki kez yapmak etrafımızı değiştirip yenileyerek daha güzel bir ortam içerisinde yaşamamıza yardımcı olacaktır.
* Her defasında birilerine bir şeyler vermemiz gerekmez. Hele birkaç elemeden sonra etrafımızın oldukça sadeleştiğini göreceğimiz için belki ilk iki terapiden sonra sadece eşyaların daha işe yarayacak şekilde yerlerini değiştireceğiz.
6- Terapi elbette bu kadar ile son bulmuyor. Bir sonraki aşama kendimizi yenilemek adına gayret vermek olacaktır. Kendimizde, vücudumuzda, alışkanlıklarımızda ufak tefek oynamalar yaparak yenilenmemiz mümkündür.
Yenilenmek ve tazelenmek isteyen insanlar genel olarak ilk anda saçlarının stil ve rengiyle oynamayı tercih ederler. Kimi zaman çok başarılı sonuçlar verebilecek bu tür bir uygulama bazen de aniden ve düşünülmeden yapıldığı için huzursuzluklara neden olabilir. Dolayısıyla saçımızla, başımızla oynamayı daha sonraki bir zamanda, üzerinde düşünerek, bilinçli kararlar vererek yapmak üzere bırakıp başka yenilenme alternatifleri bulmak gerekir. Yenilenmek adına alışkanlıklarımızı gözden geçirmek bu aşamada akıllıca olacaktır.
7- Her sabah kahve içme alışkanlığımız varsa, bunu hiç olmazsa birkaç gün bırakalım. Bunun yerine güne taze bitkilerden elde edilmiş bir çayla başlayalım.
8- Yemek yeme alışkanlıklarımızla oynayarak, ağır ve yağlı gıdalar yerine, daha hafif olan sebze ve meyve türü yiyecekler tüketerek hem vücudumuza hem de ruhumuza bir hafiflik getirmeyi deneyelim.
9- Konsantre meyve suları ve asitli içecekler kullanmak yerine mümkün olduğu kadar taze sıkılmış meyve suları içmeye özen gösterelim. Mesela elma suyu içmek istiyorsak bir rende ve temiz bir tülbent bu işi görebileceğinden, sert meyve presimiz olmasını beklemeye gerek olduğunu da zannetmiyorum. Bu tür bir değişiklik hem vücudumuzu zararlı maddelerden koruyacak, hem de ekstra vitamin girişi sağlamamıza yardımcı olacaktır.
Vücudumuz bizimdir. Yaşadığımız bu hayatta ruhumuzun yegâne evidir. Bunun için gereksiz ve ağır olabilecek ne varsa evimize almamakta fayda vardır. Ona iyi bakmak ve yenilenmeden nasibini almasına yardımcı olmak da bizim görevimizdir.
Bu şekilde birkaç gün geçirdikten sonra da halen istiyor ve gerekli görüyorsak saçımız ile ilgili değişiklikler için kafa yormaya başlayabiliriz.
10- Giyimimizde mutlaka ufak tefek farklar yaratmaya çalışalım. Kadınlar için takı ve aksesuarlar bu konuda yardımcı olabilecek unsurlarken, erkekler için ise kravat ve kullanılan giysilerin renginde değişikliğe gitmek küçük ama keyifli farklılıklar yaratacaktır.
Çok küçük bir değişiklik ve yenilenme bile -hele ki dışarıdan fark edilir ve olumlu sözlerle desteklenirse- moralimizi daha çok yükseltir. Bizim dışımızdaki insanlar bazen bizdeki değişiklikleri fark etmeyebilir. Kimi zaman fark etseler de söylemez veya bunu yapmaktan kaçınabilirler. Kendimiz onaylayıp bu beğeniyi üzerimizde hissettikten sonra dışarıdaki insanları bu konuda zorlamaya gerek yoktur. Unutmayalım, biz bu değişiklikleri kendimiz için yaptık. Önce kendimiz beğenmeli ve bundan dolayı huzurlu olmalıyız, gerisi kolayca gelecektir.
Anahtar Kelimeler: Elif Ocaklı , Yenileme , Kendin olma , Özgün , Özüne Dönmek , Orjinal