Akupunktur nedir?
Steril, herhangi bir kimyasal madde içermeyen metal iğnelerin deriye batırılması ile gerçekleştirilen eski bir tedavi metodudur. Akupunktur: acus iğne ve punctura batırma kelimelerinden meydana gelmiş olup, "iğne batırma ile yapılan tedavi" demektir. Uzakdoğu kökenli bir tedavi sanatıdır.
Akupunktur ‘un Tarihçesi
Akupunkturun başlangıcı insanlığın tarihi ile başlar. Zaman fırtınasında yıpranmadan, bir mermer sağlamlığında günümüze kadar gelir. İnsanlığın tarihsel gelişimine paralel olarak çağdaşlaşma sürecinde ki her atılımdan nasibini almıştır. Başı ağrıyan ilk insan şakaklarını bilinçsizce ovalarken ağrının azaldığını ve bir müddet sonra kaybolduğunu gözlemiştir. İşte akupunktur böyle oluşmuştur.
Çinlilerin iyileştirme sanatı olan akupunktur masallarda ki canavarlardan, uçan kaplumbağalardan ilham alınarak şekillendirilmiştir. Hastalılar Çinlilerin yaşam felsefesi olan YİN-YANG felsefesi ile izah edilmeye çalışılmıştır. İlk akupunktur kitabı M:Ö 200 yıllarında Sarı İmparator Huang Ti Nei Jing tarafından yazılmıştır. Sarı İmparatorun bu kitabındaki figürlerin giyim tarzına ve saç bağlayış şekline bakılırsa ilk akupunkturun Uygur Türkleri tarafından yapıldığını söyleyebiliriz.
Nasıl tedavi edilir?
Derimizin üzerinden derinlere doğru giren noktalar vardır. Bu noktalara vücudumuzun yönetim noktaları denilebilir. Noktalar kanallara açılırlar. Kanallarda enerji tıkanıklığı olunca bu noktalar aracılığıyla tıkanıklıklar açılır, kanallardan enerji akımı sağlanarak hastalık tedavi edilir
Akupunktur'a göre insan ve hastalık
Akupunktur insanı beden ve ruh olarak ikiye ayırmaz. Biyolojik bedenimiz ruhumuzu yönetir ve bu yönetim için ruhun biraz daha kesif şekli olan "can" 'ın bütün hücrelere nüfus etmesi, yayılması gerekir. Can'ın bu yayılımı kanallar aracılığıyla olur. Eğer Can (veya özel bir enerji olan Çi'nin) kanallarda serbest olarak dolaşamazsa dolaşımın olamadığı, bozulduğu yerde hastalıklar ortaya çıkar. Kanallarda Can'ın dolaşımını engelleyen soğuk, sıcak, rüzgâr, nem gibi bazı patolojik faktörler vardır ki bunlar hastalıkları oluştururlar.
Bu patolojik faktörler tarafından tutulan her organın yaptığı iş farklı olduğundan aynı patolojik faktörler farklı hastalıklara sebep olabilirler. Enerjinin(Can’ın) tam gidemediği, az gittiği kanallarda enerji azlığı olurken o kanalın eşleniği olan kanalda enerji akışı fazla olabilir. Böylece kanallar arasında bir denge bozukluğu oluşur. Akupunktur bu anlamda bir denge tedavisidir. Akupunktur’a göre hastalıklar enerji dengesi bozukluğundan ortaya çıkar ve bu denge tekrar korunduğunda kişiler iyileşirler.
Teşhis nasıl yapılır?
Mevcut tıbbın imkânlarına akupunkturun kendisine has teknikleri ilave edilir. Akupunkturla teşhiste duyusal kabiliyet ve sezgi gücü önemlidir.
Hastanın yürümesinden konuşmasına kadar izlenir. Nabız muayenesiyle ön teşhis konulur. Noktalar tespit edildikten sonra tedaviye geçilir.
Noktalar iğnelenmekle, lazer uygulanmakla, elektrik akımı uygulanmakla, masajla etkin hale getirilir.
Tedavi süresi ve sıklığı nedir?
İğneler genelde 20 dakika kalır. Hastalar çoğu kez iki günde bir gelirler. Tip II Diyabet, şiddetli migren, trigeminal nevralji, akut astım vs. gibi hastalıklarda her gün tedavi uygulanır Tedavi süresi ve sıklığı hastalıklara göre değişir. Sigara alışkanlığının bırakılması tedavisinde haftada bir kez olmak üzere üç kez gelinir, kilo için haftada bir gelinir.
Akupunktur ile Zayıflama
Şişmanlıktan kurtulmak bir sabır işidir ve yeni bir yaşam alışkanlığı kazanmayı gerektirir.
Normal günlük yaşantı ve aktivasyonlar sürerken ve iş hayatı devam ederken ayaktan uygulanan bir zayıflama programında kişi, ortalama olarak sağlıklı bir şekilde ayda 4-6 kg. civarında kilo verebilmektedir ve normal ve güvenli olan da budur. Kısa sürede başarı sağlamaya yönelik diyetleri uygulayanlar genellikle kilo verdiklerini, fakat bir süre sonra eski hallerine döndüklerini belirtmektedirler. Bu nedenle sağlıklı zayıflamada kesinlikle formül diyetlerin ve ilaçların yeri yoktur. Zayıflama programlarının temel ilkesi dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı ve düzenli harekettir. İnsanlarda kilo almak, vermekten çok daha kolaydır. Tokluk hissi ya da doyma hissi haz veren, mutlu hissettiren bir durum, açlık ise giderilmediği zaman azap veren bir duygudur. İştah ise açlık duygusu ile doyma duygusu arasındaki dengeden ve kişinin alışkanlıklarından doğar. Genellikle kişinin sağlıklı olduğunu kendine de hissettiren, yemek yemeyi zevkli bir hale getiren hoş bir duygudur. Oysa sofradan tıka basa doymadan kalkmak, tıkanırcasına yememek tabağımızı küçük seçip tepeleme doldurmamak, hafif ve kendini iyi hissederek sofradan kalkmak ideal olandır.
Aşırı tüketilen karbonhidrat ve yağdan yüklü gıdaların akabinde aşırı insülin salgılattığı, tekrar tatlı gıda yeme ihtiyacı doğurduğu yorgunluk ve bitkinlik hissetmeye neden olduğu bilinen gerçeklerdir. Zamanla kilo artışı, anlattığımız semptomları peşi sıra taşımakta insülin direnci ile kişiyi karşı karşıya bırakmaktadır.
Zayıflama Tedavisinde Akupunkturun Önemi
Zayıflama tedavisinde akupunkturun yeri ve önemini büyüktür. Akupunktur vasıtasıyla öncelikle beyinde, hipotalamusta bulunan iştah merkezini kontrol altına alarak kişinin açlıkla mücadele etmeden aşırı yeme isteğinin azalmasını sağlanır. Fiziksel ve zihinsel aktivitede azalma olmadan çok rahat diyet yapılır. Midede yanma, ekşime ve kazınmayı önler. Metabolizmayı düzenler. Aşırı stres ve sinirliliği önler. Bedeni bir bütün olarak ele aldığımız için var olan emosyonel ve hormonal rahatsızlıklar ve diğer semptomlar da ortadan kalkar. Kişi kendini enerjik, mutlu ve hafiflemiş hissetmeye başlar. İdeal kiloya indikten sonra bunu korumak daha da önemlidir.
Sağlık Bakanlığı Akupunktur Sertifikalı Eğitim Programı Standartları
Anahtar Kelimeler: AKUPUNKTUR , Hastalık Ve Bitkisel Tedavi , Bitkisel Ürünler İle Tedavi , Bitksel Ürünler , Nasıl Kilo Verilir , Akupunktur ‘Un Tarihçesi , Akupunktur İle Nasıl Tedavi Edilir , Akupunktur İle Zayıflama , Zayıflama Yöntemleri , Akupunktur , Sağlık