Şirketler kar etme amacındadır. Satış hayatımızın her anında her odağındadır. Ben asla satış yapmam diyen birisi bile satış yapıyordur. Herkes işini satar, fikrini satar. Satışta başarılı olan bir kişinin parasız kalması imkânsızdır.
Herkesin öğrenmesi gereken satış formülleri,
1- Egonuzdan kurtulun
Kimse benmerkezcileri sevmez. Egonuzu ardınızda bırakın ve ‘Size nasıl hizmet edebilirim tutumuyla yaklaşın. Satışınıza değil, adayınıza yâda müşterinize odaklanın. Onun size iletmek istediği mesajı almaya özen gösterin ve dikkatle dinleyin.
2- Adayınıza ya da müşterinize güç katın
Onlara Evet demeleri için kendilerini ifade edebilecekleri yollar sunun. Onların hayalleri hedeflerini isteklerini anlatmalarını sağlayacak zaman verin. Kendilerini iyi hissettirerek ihtiyaçlarına yönelik ürününüzle alakalı çözümler sunun. Satmak için satmayın. Bu yaklaşımınız müşterinizi düzenli hale getirecek ve yeni müşteriler kazandıracaktır.
3- Deneyimi coşkuyla yaşayın
Direnç gösteren müşterinize saygı duyun. Kabul etmemesinin mutlaka bir nedeni vardır; kaygı, kuşku, şüphe duyabilir. Ona göstereceğiniz anlayış ve sabır onları kolları kilitlenmiş bir tavırdan uzaklaştıracaktır. Ve böyle birinin daha sevecen ürününüze ve size karşı değişmiş olan pozitif tavrı sizi daha mutlu edecektir. Bu deneyiminiz zoru başarmak istemenize katkıda bulunacak ve negatif müşterilerinize karşı bakış açınızı değiştirecektir.
4- Sunduğunuz ürünü, fikri ya da iş fırsatını sevin
Bunu çok güzel bir hikâyeyle anlatmak istiyorum.
Anahtar Kelimeler: Formülleri , Formül , Satış Teknikleri , Satış , Satış Yöntemleri , Pazarlama , Pazarlama Teknikleri , Network , Network Marketing , Mine Topbaş‘Bir gün dünyaca ünlü bir satış eğitimcisi, Antwerp de bir konferansa katılır. Uzunca bir süredir evinden ayrı olduğu için dönerken eşine bir pırlanta almak ister. Antwerp Dünya Elmas Merkezidir ve en iyi parçalar oradadır.
Uçağın kalkış saatine kadar çarşıyı gezer ve büyük, lambirilerle kaplı, muhteşem etkileyici tezgâhlar olan bir mağazaya girer. Mağaza gerçekten göz kamaştırıcıdır. Kendisini genç, yakışıklı, iyi giyimli, yaptığı işin uzmanı olduğu her halinden belli genç bir satıcı karşılar. Tezgâhlara bakarken yağmur damlası şeklinde bir pırlanta dikkatini çeker. Genç satıcı pırlanta ile ilgili derin ve etkileyici bilgiler vererek adamın bütün sorularını cevaplar.
Aradan 20 dakika geçtikten sonra adam kapıdan hiçbir şey almadan çıkmak üzere iken kocaman lambriler açılır ve ihtiyar, temiz giyimli biri seslenir. ‘Affedersiniz yaklaşık 20 dakikadır dükkânımdasınız ve sanırım bir takım sorularınıza cevap alamadığınız için alışveriş yapmadan gidiyorsunuz. Birkaç dakikanız varsa sebebini öğrenmek isterim.’ Der ve adamı bir masaya davet eder.
Adam birkaç dakikanın zararı yok diye düşünerek tekrar içeri girer. Sadece birkaç dakika sonra adam tekrar kapıdadır ve elinde bir kutu ile çıkmak üzereyken bu sefer o ihtiyara seslenerek anlamıyorum. Ben satış eğitimcisiyim ve dünyada uygulanan bütün satış tekniklerini çok iyi bilirim. Bu genç adamda çok iyi bir satıcı ve 20 dakika boyunca bütün teknikleri kullanarak bana satış yapmaya çalıştı. Almadan çıkıyordum ki siz iki dakikada satın almamı sağladınız. “bu nasıl oldu der “
İhtiyar “iki dakikanız daha varsa anlatayım” diyerek adamı tekrar içeri davet eder ve başlar anlatmaya.
“bu genç adam bizim oğlumuz gibidir. Bütün eğitimini yakından takip edip eksikleri tamamladık. Dünyanın en iyi okullarında eğitim aldı. Dünyanın en iyi satıcılarının yanında staj yaptı. Bizim taşlarımızın her detayını da bilir. Ben ise buranın yerlilerinden baba mesleği yapmaya çalışan biriyim. Ve aramızda çok önemli bir fark var.
BEN TAŞLARIMI SEVİYORUM…”