Hayatta bazı fırsatlar vardır, ömründe bir defa insanın eline ya geçer ya geçmez ve o fırsatı değerlendiremezsen uçup gider.
İşte fırsatları değerlendirmek ve değerlendirmemenin sonuçları ile ilgili harika bir örnek.
İsveçli bir GSM girişimcisi hem murat vargı ’ya hem de muzaffer Akpınar’a bir yazı yazdı ve GSM işinden söz etti. Murat vargı kaderlerini değiştirecek bu mektubu ciddiye aldı ve İsveç’e gitti. İlk görüşmeleri yaptı. Her şey iyiydi. Ancak tek bir sorun vardı; para! Vargı ve çevresindekiler işin büyüyeceğine inanıyorlar ama buna sermaye koyacak birini bulma konusunda zorlanıyorlardı. Murat vargı tam bu noktada kritik bir karar verdi: Önce Türkiye’nin en büyük iki grubuna gidilecekti.
Vargı önceliği koç Holding’e verdi. Bu karardan sonra koç Grubu’yla görüşüldü. Koç “bu iş olmaz” dedi. Başvurulan ikinci grup, Sabancı Holding’in de yanıtı daha doğrusu yanılgısı Koç’tan farklı değildi. 10 yıl sonra kaçan fırsatı Sakıp Sabancı o kendine özgü üslubuyla şöyle özetledi: “içimiz yanıyor ağam... İçimiz.”
Bu iki görüşme murat vargı’yı hayal kırıklığına uğrattı ama yıldırmadı. O parçaları birleştirme ve sonuca gitme özelliğini burada da gösterdi. Bıkmadan usanmadan görüşmelerini sürdürdü. Murat vargı ve penta tekstil’e istediği cevap nihayet Çukurova Grubu’ndan geldi. Grubun genç ve dışa açık patronu Mehmet emin Karamehmet ‘evet’ dedi. Bu ‘evet ’in değerinin 25 milyar dolar olduğu sonradan anlaşıldı. ‘evet ‘in anlamı ortaya çıktığında da Türkiye’de her şey değişmiş, teknoloji hayatın her alanına damgasını vurmaya başlamıştı.
Bugün net satışı yıllık yaklaşık 15 milyar lira ve yıllık karı 3,5 milyar lira civarında olan Türkcell hem Çukurova grubunun hem de murat vargının servetine servet katmış bulunmaktadır.
Hepimizin karşısına mutlaka fırsatlar çıkmış ve pişmanlıklarımızı yaşamışızdır. Başlarda anlamsız gelmiştir bize ya da farklı...
Doğru ya da yanlış mı yaptığımızı o an kestiremeyiz. Tecrübesizlik, risk korkusu bazen de gelecekte bize ne sunacağını tahmin edememek.
Aslında baktığımızda her fırsat en alışılmadık noktada girer hayatımıza. Bilmediğimiz,emin olamadığımız bir durumla kapımızı çalıverir. İşte tamda bu sırada bizim bakış açımız, tutumumuz ve cesaretimiz belirler, o kapıyı açıp açmayacağımızı
Bardağın dolu tarafını görebilmektir önemli olan.
En büyük başarılara bakıldığında aslında bir hayal gibi görünebilir. Bu hayali gerçekleştirmek ise kişinin kendisine bağlıdır. Bir cesaret ile o fırsatı kapıdan içeri almak gerekir.
Fırsatlar hayatımıza krizlerle gelebilir ya da tercih etmeyeceğimiz kötü olayların arkasında da gizli olabilir.
Başlangıçta çok üzüldüğümüz bizi yıkan durumlar bir bakarız ki harika sonuçlar getirir. Bu sonuçlara detaylı baktığımızda onlara ulaşabilmenin tek yolunun aslında üzüldüğümüz durumun olduğunu fark ederiz.
Bu yüzdendir ki fırsatlar kapıyı çaldığında hazır olmamız çok önemlidir.
Engeller, riskler, sorunlar ile gelebilecek fırsatların kapısını önemli olan cesaretle açabilmektir.
Zaten hayatımızın her noktasında sorunları ve engelleri yaşarken, neden fırsatlara da izin vermeyelim ki?
Fırsatları hayatınıza almak için ise bazı yöntemler:
1.Öncelikle duyulara, Hislerimize izin vermeliyiz. Çoğu zaman Yüreğimizin sesi doğru yola götürür bizi.
2. En çok sevdiğimiz işlerde yeni fikirler üretmemiz kolaydır. Sevdiğimiz işlerde en iyiye daha yakınızdır. Yeni fikirler ya da başarı fırsat kapılarını hızla getirir. Bu yüzden sevdiğiniz işi yapın. Mesleğiniz belki bu kadar aşk duyduğunuz bir iş olmayabilir. Ama sevdiğiniz işe yine zaman ayırın. Çünkü bir iste uzman olmak 5 yıl boyunca o işe aralıksız 15 dakika ayırmanızda bile yeterlidir.
3. Size verilen en küçük görevi bile en harika şekilde tamamlamaya çalışın, özen gösterin. Her ne yapıyorsanız, en iyi şekilde yaptığınızdan emin olun. Her an bir fırsat karşınıza çıkabilir ve yeteneğinizi değerlendirme zamanı gelebilir.
4. Hayatınıza giren tehditler ve sorunlarda mutlaka şu soruyu sorun; ‘”Bu sorun hangi fırsat için hayatıma girmiş olabilir?” bu şekilde düşünmek aynı zamanda kendinizi de daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. En çok yıpranmışlıklarımız umutlarımızı kaybettiğimizde olur. Bu soru daha umutla bakmanızı bu sayede de pozitif olduğunuz için hem daha çok fark edilmenizi hem de daha iyi fikirler üretmenizi sağlar.
Unutmayın Hayat herkese fırsat verir ve kapılarını acar. Tek fark siz onu kabul edecek, hayatınıza girmesine izin verecek misiniz?
Anahtar Kelimeler: Mine Topbaş , Fırsat , Başarı , Motivasyon , Başarı hikayesi