Topluluk önünde konuşmanın birçok kişi için örümcek, yükseklik yada ölüm korkusundan bile daha önce geldiğini biliyor muydunuz? Topluluk önünde konuşmak deneyimli ya da deneyimsiz birçok kişinin korkulu rüyası. Ya “Kendimi doğru ifade edemezsem”, “Ya rezil olursam” gibi gereksiz endişeler nedeniyle pek çok kişi toplum önünde konuşmaktan çekinir, ayakları titrer, avuç içleri terler ne yapacağını bilemez bir duruma gelebilir. Ancak bu korku profesyonel hayatta birkaç adım geride kalmanıza neden olmaktadır. Bunun için de yapılacak bir şeyler yok mu? Peki! Tabi ki var. İşte, topluluk önünde konuşma korkunuzu yok edecek 4 etkileyici yol!
Birçok kişi için, topluluk önünde konuşmak en korkulu rüyadır. Siz de bu gruba dahilseniz vücudunuzun verdiği tepkileri iyi bilirsiniz. Bir sürü insan önünde mesajınızı ulaştırmaya çalışırken elleriniz terliyor, ağzınız kuruyor, bacaklarınız titreyip sesiniz titriyor, kalbiniz hızla atıyor ve mideniz karıncalanıyor. Tüm bunlar olurken, siz sadece sahneden bir an önce kurtulmaya bakıyor, mesajınızın doğru bir şekilde ulaşıp ulaşmadığını umursamıyorsunuz
Topluluk önünde konuşma korkunuzu yenme ile alakalı internette araştırma yaparsanız onbinlerce madde ile karşılaşırsınız. Biz bu yazıyı hazırlarken klasik maddeler sunmaktansa yaşanmış gerçek bir hikaye ile bunu aktarmayı daha doğru bulduk. Çünkü bir şeyi anlatmak ve ifade etmek için gerçek bir hikayeden daha etkili bir yol yoktur.
Üniversite yıllarında öğrenci olduğu dönemde topluluk önünde konuşmaktan korkan ve çekinen ama aldığı eğitimler neticesinde korkularını yenip şuan Türkiye’nin sayılı eğitimcilerinden biri olan Abdulkadir Özbek’in bunu nasıl başardığını size sunacağız. Kendisi, özel okulları olan, kolej sahibi ve topluluk önünde konuşma korkusunu nasıl yendiğini anlattığı TED konuşması;
İşte, o muazzam TED konuşması ve topluluk önünde konuşma korkusunu yenmenin etkileyici dört yolu;
--------------------
Birinci sınıfa giderken bir aile dostumuz bana bir tavsiyede bulundu ve hayatımı değiştiren olaylar öyle başladı.
Dedi ki; "Albdulkadir sen bankacı olmak istiyorsun ama kaliteli bir bankacı olmak istiyorsan ya da herhangi bir mesleği kaliteli bir şekilde yapmak istiyorsan çok ama çok kitap okumalısın" dedi.
"Bunun için de sana tavsiyem bir hızlı okuma kursuna katılman."
Ben de tavsiyesine uydum, anlayarak hızlı okuma kursuna katıldım.
Yaklaşık iki ayın sonunda okuma hızım üç katına çıktı ve bu sayede çok daha hızlı okuduğum için daha fazla kitap okumaya başladım.
Sonrasında benim çok büyük bir problemim vardı.
Üniversitedeyken, öğrenciyken Türkçe dersi alıyordum.
Türkçe dersinde hocamız bize ödev veriyordu, kitap okutturuyordu, özetini çıkarttırıyordu ve bunu gelip bizim amfide anlatmamızı istiyordu.
İlk dönem bir sunum yapmıştım, inanılmaz derecede heyecanlanmıştım.
Heyecanım o kadar yüksek seviyedeydi ki bir siyasetçinin başından geçenler az daha benim başımdan da geçiyordu.
Siyasetle ilgilenen birisi bir gün milletvekili olmaya karar veriyor, aday adaylığı başvurusunda bulunuyor, aday gösteriyorlar ve tabii biliyorsunuz bu süreçte seçim kampanyalarında mitingler gerçekleşiyor ve mitingde de binlerce kişi toplanıyor, burada olduğu gibi.
Burada kişinin ilk konuşması olacağı için o kadar çok heyecanlanıyor ki elleri ayakları titriyor, yüzü kızarıyor, kalbi çarpıyor.
En son ismini anons ettiklerinde kürsünün başına geldiğinde heyecandan öldü ölecek, o seviyede geliyor kürsünün başına ve diyor ki; ''Sevgili hemşehrilerim. Buraya gelmeden önce anlatacaklarımı bir Allah biliyordu, bir de ben biliyordum. Şu an sadece Allah biliyor.'' diyor. Çünkü heyecandan her şeyi unutmuştu.
Ben de onun gibi heyecandan her şeyi unutacak seviyede heyecanlanıyorum.
Allah’ım dedim, ben bunu çözemezsem iş hayatında başarılı olamayacağım, bunun muhakkak ama muhakkak bir çözümü olmalı.
Topluluk karşısında konuşmanın bir eğitimi olmalı dedim ve araştırdım ve buldum.
Bir eğitime katıldım ve o eğitim benim hayatımı değiştiren, belki de en faydalı eğitim olmuştu.
Hocam, o dönemde bana topluluk karşısında konuşma heyecanımı kontrol altına alabilmek için dört tane alıştırma tavsiye etti.
Dört tane alıştırma o kadar etkili oldu ki şu anda sizin karşınıza gelip de binlerce kişi karşısında konuşabiliyorsam belki de o alıştırmaları denilen şekilde yapmama borçluyum.
Şimdi, sizlerle bu dört tane alıştırmayı paylaşacağım. Bu topluluk karşısında konuşma heyecanı olan yani hocam, ben de şu sahneye çıktığımda böyle kalabalık bir grup karşısında konuşma yapacak olsam çok heyecanlanırım diyen varsa eminim ki bu alıştırmaları yaptıktan sonra heyecanını çok daha rahat bir şekilde kontrol altına alacak.
Dünyadaki yapılan araştırmalarda korkuları sıralamışlar, birinci sırada topluluk karşısında konuşma heyecanı geliyor.
İkinci sırada yaşamın sonlanması geliyor. Yani çoğu kişi diyor ki böyle konuşacağıma insanlar karşısında ölsem daha iyi.
Şimdi ilk alıştırma şuydu: Bana dedi ki, ''Buradan çıkar çıkmaz her gün, hiç ama hiç tanımadığın on kişiye selam vereceksin.''
Nasıl yani? Bir dükkâna girdin, dükkânın sahibini tanımıyorum, selam vereceğim. Olur mu? Dedim!
''Hayır olmaz.'' Yolda yürürken, karşından insanlar geliyor, onlardan birini gözüne kestireceksin, karşıdakine bakacaksın, güler yüzünle
''Merhaba, iyi günler.
Selamın aleyküm.'' Selamlarından birini yapıştırıp geçeceksin dedi. Ben tabii bunu yapacağım ama çok merak ediyorum ne olacak, nasıl bir tepki verecekler.
Çekinerek de olsa yapmaya başladım ve inanılmaz derecede hoşuma gitti.
İnsanlara selam verdim, birçoğu selamımı aldılar, bir kısmı selam almadan geçerken baktılar, kimdi bu diye, bir kısmı göz göze gelince korkup kafayı öne eğdi.
Ama ben hiç bırakmadım. Her gün o alıştırmayı yaptım.
İkinci haftaya geldiğimizde şunu tavsiye etti:
Her gün iki yada üç kişiyle iki-üç dakika konuşma yapacaksın. Ama konuşmayı sen başlatacaksın. Durakta duran insanların yanına gideceksin, kantinde sıra bekleyenlerin yanına gideceksin ya da herhangi bir yerde bir insanın oturduğunu gördün, sen inisiyatifi ele alarak iletişimi başlatacaksın ve bir şekilde muhabbet edeceksin.
Bunu da yaptım ve gerçekten de iletişim becerimin gitgide arttığını hissettim.
Üçüncü haftaya geldik.
Üçüncü haftada işi zorlaştırdı.
Dedi ki; bir şehrin, bir işlek caddesine çıkacaksın ve o caddede karşı tarafa doğru bağıracaksın.
Ne diye bağıracağım dedim.
''Ahmet! Mehmet ! Süleyman! Ayşe!'' Bir isim telaffuz edeceksin ama orada öyle biri olmayacak.
Dedim ben rezil olurum o zaman.
Dedi ki ''Zaten topluluk karşısında konuşma heyecanı duymanın en büyük sebebi rezil olma korkun ve bir korkunun üzerine gitmeden, o korku ile yüzleşmeden onunla baş etmen çok zor, adım adım yıkacağız bu korkunu.''dedi ve caddelere çıktım, bağırmaya başladım.
Ahmetler, Mehmetler, Süleymanlar... Baktım kimse bakmıyor, daha da coştum.
Sonra dördüncü haftaya geldim.
Dedi ki ''İşte bu alıştırma var ya senin rezil olma korkunu yerle bir edecek, özgüvenini de tavan yaptıracak alıştırma olacak.''dedi.
Ben de merakla bekliyorum ne olacak diye.
''Şimdi ki çalışmamız eczane çalışması.''dedi.
''Ne yapacağız eczanede? '' dedim
''Eczacıya gideceksin ve şunu soracaksın. Kandil Simit’i çıktı mı? ''
Dedim ki ''Ben üniversite öğrencisiyim, beni bilinçli rezil edeceksin.''
''Evet, bilinçli bir şekilde gideceksin ve rezil olacaksın.'' dedi.
Eczaneyi niye seçiyoruz?
''Onlar her gün hastalarla uğraştığı için.'' dedi.
''Çok bir tepki vermezler.
Kasap filan elinde bir şey fırlatır maazallah.
Neyse dedim, gideyim yapayım.
Gittim, yaptım ve harbiden acayip bir duygu hissettim.
Bilinçli bir şekilde rezil olmuştum ve rezil olma korkum yerle bir olmuştu.
Benimle birlikte bir sürü kişi kursa katıldı.
Kursa katılanlardan biri daha sonra anılarını anlattı.
Bu işin esprisi, bir dükkâna girip o dükkânda olmayan bir şey istemek.
Bilinçli bir şekilde rezil oluyorsunuz ama adım adım.
Selam, muhabbet, cadde, eczane.
İşte en son bu geliyor.
Bizim kursa katılan adamlardan bir tanesi kuyumcuya gitmiş.
Demiş ki ''Burada kıyma var mı? ''
Kuyumcu ''Kardeşim burası kuyumcu.
Görmüyor musun?
Burada kıyma ne gezer?'' demiş.
Adam da ''Tamam.'' demiş, dışarıya çıkmış.
Sonrasını kendi şöyle anlattı, dedi ki:
''Hocam, ben kuyumcuya gittim ve burada kıyma var mı diye sordum ya sonra dışarı çıktığımda yüreğimde bir şey hissettim, bir özgüven patlaması yaşadım, dayanamadım, coştum, içeri tekrar girdim ve dedim ki; ''Burada kıyma olmadığına emin misiniz?''
Dedim ki ''Bunu tavsiye ediyor musunuz insanlara?'' ''İlkini tavsiye ediyorum ama ikinci kez girmemek lazım.'' dedi. Kovalamış adam.
Şimdi bunları yaptıktan sonra, gerçekten şunu fark ettim: ikinci dönem bir sunum yaptım, Türkçe dersinde, amfide, 100 almıştım hocam '' Sen evrim mi geçirdin?'' dedi bana.
''Hocam kursa katıldım.'' dedim. Başarım oradan geliyor.
Evet, bu 4 yöntem bazılarınız için biraz abartı gelebilir ama emin olun birçok eğitim kurumu benzer durumları öğrencilerine uygulattırıyor. Özellikle dünyanın birçok yerinde siyaset akademilerinde çok uygulanan popüler uygulamalardır bunlar. Sizde, rezil olmaktan korkmayın içinizde böyle hisler varsa onu öldürün ve düşüncenin, kendi ifade etmenin özgürlüğünü yaşayın.
Anahtar Kelimeler: Topluluk Önünde , Konuşma Korkusu , Fobisi , Nasıl Yenilir , Yöntemleri , Ne Denir , Tedavisi , Örnekleri , Teknikleri , Kursları , Eğitimi