Çalışan annenin çocuğun sosyal ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde etkilediği düşünülse de sanılanın aksine çocuğun akademik kariyerinden sosyal becerilerine kadar birçok durumunu olumlu yönden etkiliyor.
Gerek ekonomik zorunluluklardan dolayı, gerekse yaşam standartlarını yükseltmek, meslek sevgisi, toplumda prestij kazanmak, çevre edinmek ve eşinin yanında konumunu yükseltmek gibi bir dizi nedenler ile kadınlar çalışma hayatında yerlerini almışlardır.
Çocuk Gelişimi Uzmanı İlknur Güven, anne-çocuk arasındaki iletişimin önemini anlattı.
Onunla iletişim kurun
Günümüzde bir kadın olarak yaşamak zordur. Evli ve çocuk sahibi olduğunuzda ise hayat daha da zorlaşır. Çünkü anne işteyken bile çocuğunun bakımı, yemeği, uykusu gibi şeyleri planlamak ve düzenlemekle yükümlüdür. İşinden yorgun ve gergin gelse bile çocuğuna yeterince zaman ayırmak ve onunla sağlıklı bir iletişim kurması gerekmektedir.
Yapılan araştırmalar da, annenin çalışmasının çocuğu olumsuz yönde etkilemediği şeklindedir ve çocuğun kendi benliğini algılamasında önemli bir etkisi olduğu bulunmuştur. Fakat çalışan annelerin bir kısmı çocuklarına yeterince zaman ayıramadıklarını düşünerek, suçluluk duyarlar. Bu suçluluk duygusundan kurtulmak için de, çocuğu ile birlikte olduğu saatlerde büyük bir özveri ile onun her istediğini yerine getirmeye çalışırlar ve sürekli şımartırlar. Parasal olanaklarının elverdiği ölçüde her gün eve dönüşte ona hediyeler alarak bu durumu telafi etmeye çalışırlar.
Sürekli cezalandırmayın
Farkında olmadan çocuğu maddi çıkarlara yöneltip, tatminsiz ve bencil bir birey haline dönüştürürler. Bazı durumlarda da, bu suçluluk duygusu o kadar ağır basar ki, anne çocuğun tüm ihtiyaçlarını ve görevlerini üstüne alarak, onun bağımlı ve kendi başına hiçbir karar alamayan bir kişilik geliştirmesine neden olabilir. Diğer bir kısım çalışan anneler ise, çocuğunun gerekli disiplin ve otoriteden uzak kaldığını düşünerek, baskı ve katı bir disiplin yöntemi ile onu çevredeki tüm tehlikelerden korunduğuna inanırlar. Bu annelerin unuttukları ise, baskı altında sürekli korunan ve cezalandırılan çocuk, ya otoriteye boyun eğen ve her istenileni yapan pasif bir kişilik geliştirir ya da isyankar bir kişilik sahibi olabilir.
Sosyal aktivitelere yer verin
İşinde mutlu olan ve çocuğunun bakımı konusunda hiçbir endişe duymayan bazı anneler ise, çocuklarının bakımına günde iki saatten daha az zaman harcarlar ama evde olduğu saatlerde çocuğuyla daha fazla ilgilenerek, bu yoksunluğunu telafi ederler. Bir yandan günlük ev işleriyle ilgilenirken bir yandan da çocuğu ile konuşup onu dinleyerek sohbet ederler. Boş zamanlarında çocuğuyla kitap okumak, onunla sinemaya gitmek, alışveriş yapmak gibi etkinliklere de daha fazla zaman ayırırlar.
Özellikle akşam saatlerinin çok büyük bölümünü aile olarak ortak faaliyetlerde harcadıklarından, annenin çalışmasının olumsuz etkisi ortadan kalkar. Aslında bütün gün evde çocuk ile birlikte olmak, çocuğun fiziksel bakımı ve disipline etmede daha fazla zaman ve enerji harcamak, anne-çocuk ilişkisinin yıpranmasına neden olur. Oysa ki anneden beklenilen en uygun davranış, çocuğu ile sevgi, saygı ve güven temeline dayanan iyi bir iletişimin kurulmasıdır. Unutulmamalıdır ki çocuğa ayrılan zamanın süresi değil kalitesi önemlidir.
Kaynak: Kadınvekadın
Anahtar Kelimeler: Çalışan Kadın , Hem Annellik hem de Çalışmak , Çalışan Anne Çocuğunu Nasıl Yetiştirmeli , Kadın , Çalışan Anne