Yanlış bilgiler üzerine kurulmuş bir gelecek beklentisi, sizleri muhtemelen varmak istediğiniz noktadan başka her yere götürebilecektir. Onun için kendi geleceğinizi yâda çocuklarınınız geleceğini planlarken doğru analizler ve stratejiler geliştirmelisiniz.
Aile büyükleri eskiye oranla daha bilinçli ve daha doğru kararlar almaktalar. Anne ve babalar çocuklarının geleceğinin belirlenmesi etkili olabilecek okul seçimi konusunda duyarlılıklarını hep ortaya koymaktalar. Bu hassasiyet çocuğunu anaokulu göndermekle başlar üniversite hatta lisansüstü eğitimine kadar bile devam edebilmektedir.
Tabiki anne ve babanın çocukları hakkında bu kadar hassas olmaları güzel. Ama unutulmamalı ki bazen çok fazla hassasiyetlerde bile insanlar hata yapabilmektedir. Önemli olan doğru zamanda doğru yerde doğru kararlar alarak doğru sonuca ulaşabilmektir.
Okul ve meslek arasında organik bir bağ olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Ama önemli olan doğru okul, doğru bölüm, doğru tercihlerdir. Anne ve babalar kendi yetenekleri yâda beklentilerine göre çocuklarını yönlendirmemeli. Çocuğunun yetenekleri ve başarılı olduğu alanları iyi gözlemlemeli bunu da okulla doğrudan bir ilişki içinde kalarak sağlamalıdırlar. Zamanla öğrenci kendi yetenek, beceri ve beklentilerinin farkına varır ve o yönde kendine bir rota çizmeye başlar.
Okul seçiminde genelde meslek sahibi olmayı düşünerek okul ve bölüm tercih edilir. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemine baktığımızda orta öğretim genelde üç dönemden oluşur; İlk dönemde öğrencinin somuttan soyuta kavramsal becerisi, ikinci bölümde yetenek ve becerileri tespit edilir, üçüncü bölümde bu yetenek ve becerilerine göre bölüm tercihi yapılır bu şekilde ortaöğretimini tamamlaması sağlanır. Sonuçta öğrenci yetenek ve becerileri göz önüne alınarak eğitimini tamamlamış olur ve kendi hakkında da net fikirlere sahip olmuş olur. Maalesef bizim ülkemizde bunu net bir şekilde ayırt edecek bir eğitim sistemi şuan yok. Onun içinde anne ve babaya bu konuda çok iş düşmektedir.
Zaman içerisinde pek çok öğrenci ve genç insan bir mesleği edinmeyi, o mesleğe ilişkin beceri ve yatkınlığı karıştırmaya başlıyor. Nasıl tiyatro eğitimi ile tiyatrocu olmak farklı iki kavramsa, benzer biçimde tiyatrocu olmayı istemek ile başarılı bir tiyatrocu olmak da çok farklı. Kuşkusuz; başarılı bir meslek sahibi olabilmek için eğitimi alınan işi sevmenin çok olumlu etkileri var; ama bazı mesleklerin, kişisel beceri birikimi ve yatkınlıkla çok yakından ilişkili olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Eğitim deyince sadece aklınıza geleneksel okullar gelmesin. Bugün klasik okullar dışında eğitim veren sosyal, kültürel ve eğitsel kuruluşlar var. Mesleki eğitim yanında öğrencilerin yabancı dil, bilgisayar kullanımı ile sosyal ve kültürel dallar gibi konularda kendilerini geliştirerek okul sürecine destek olacak şekilde eğitim veren kuruluşlarda vardır. Zaman diliminde sinema, tiyatro ve spor yapmayı da ilave ederek bu ek çalışmaları, okulun yarattığı dar bakışı aşmanın yollarından birisi olaraktan görmek lazımdır.
Özellikle meslek edindirme okulları ve kursları son zamanlarda daha revaçta ve birçok genç burada aldığı eğitimler sonucunda meslek sahibi olabilmektedir.
Daha okula başlarken; kişiler, ideallerini ve hedeflerini önüne doğru koymalı. Eğitim süreci içinde kendisini daha fazla geliştirmek ve iş ortamları ile ilişki kurmak için gayret içinde olmalı. Bu ön hazırlıklar daha sonra ki iş yaşamının kurulmasında da ciddi katkılar sunacaktır.
Anahtar Kelimeler: Meslek , Okul Ve Meslek İlişkisi , İyi Bir Meslek Sahibi Nasıl Olunur? , Doğru Meslek Nasıldır? , Gelişmiş Ülkelerin Eğitim Sistemi , Eğitim