Türkiye’de yılda altı binin üzerinde maluliyetin ve iki binin üzerinde ölüm vakasının meslek hastalığından kaynaklandığını belirten Sosyal Güvenlik Uzmanı Oğuz Aslım, meslek hastalığının nedenlerini, işverenlerin alması gereken önlemleri ve meslek hastalığına yakalanan çalışanların yapması gerekenleri anlatıyor.
Meslek hastalıkları meslekle ve işle ilgili hastalıklar olup yasada, “Sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre, tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık ve ruhi arıza haller” (506 sayılı SSK Kanunu Mad.11B) olarak geçer. Otomotiv ve ağır metal sektörü, meslek hastalığına yakalanmada en riskli iş kolları arasında bulunurken, en fazla şikayet beden gücüne dayalı olarak yapılan iş kollarında görülür. Buna göre en çok kast iskelet sistemi dediğimiz; belimiz, boynumuz, sırtımız, kollarımızda meslek hastalıkları meydana gelir. Akciğer hastalıklarıyla ilgili meslek hastalıklarında metal, ağır metal zehirlenmeleri ile yer alır.
Erkeklerde daha çok görülüyor
Sektörel olarak değerlendirildiğinde madenlerde, otomotiv sektöründe, kimyasal üretimin yapıldığı iş kollarında ve ağır sanayide çalışanlarda meslek hastalıkları daha sık ortaya çıkıyor. Ancak bu sektörlerin dışında, neredeyse bütün hizmet kollarında meslek hastalığı bulunuyor. Belli bir yaş seviyesine erişmiş çalışanların (35 – 55 yaş aralığı) gerek sağlık şikayetleri gerekse vücutsal değişimleri değerlendirildiğinde, işsiz kalma korkusu ve bürokratik çalışmaların uzun zaman alması nedeniyle meslek hastalıkları yaşadığı görülüyor. Çalışma hayatında erkek çalışanların daha fazla olması nedeniyle meslek hastalıkları erkeklerde daha fazla görülüyor.
Hastalığa neler etki ediyor?
Türkiye’de yılda 6000′in üzerinde maluliyet ve 2000′in üzerinde ölüm vakası meslek hastalığından kaynaklanıyor. Meslek hastalığının nedenleri risk etmenlerine göre sınıflandırıldığında beş guruba ayrılır. Fiziksel risk etmenleri arasında gürültü, titreşim, aydınlanma, ısı, nem, radyasyon, basınç ve fiziksel şiddet yer alır. Kimyasal risk etmenleri arasında ağır metaller, solventler, zehirli ve irritan gazlar, asit ve alkaliler, pestisitler ve plastik maddeler bulunur. Tozlar ise etki eden bir diğer risk grubudur. İnert, toksik, alerjik, fibrojenik, kanserojen, inorganik ve organik bu gruba girer. Biyolojik risk etmenlerine bakıldığında brusella, şarbon, veba, tularemi, KKKA, tüberküloz ve parazit hastalıkları görülür. Ergonomik risk etmenlerine bakıldığında ise uzun çalışma süreleri, hızlı iş süreçleri, yorgunluk, monoton iş süreçleri, duruş bozuklukları, ağır yük taşıma ve kaldırma, zorlayıcı iş akışı, ergonomik olmayan alet, eşya, araç, makine ve süreçler etki eder. Psikososyal risk etmenleri arasında ise iş güvencesizliği, gelecek kaygısı, iş stresi, işyeri şiddeti, yükselme hedefi olmaması gibi sebeplerin tümü meslek hastalığına sebebiyet veren unsurlardır.
Meslek hastalığı bulunan bir çalışan hangi yolları izleyebilir?
Hukuksal (iş mahkemeleri) başvuru
Hukuksal başvuru meslek hastalığına yakalanan işçinin maddi-manevi tazminat davası ve hizmet tespit davasını kapsar. Buna göre:
Maddi-manevi tazminat: Meslek hastalığına yakalanan işçi, işvereni aleyhine iş mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Davanın dayanağı, meslek hastalığı hastanesinden alınmış meslek hastalığı raporudur. Rapordan sonra işçinin meslekte kazanma kaybı oranı yüzde üzerinden yine ilgili hastane tarafından belirlenir. Yargılama sürecinde işçinin çalıştığı işyerine hakim ve bilirkişi keşfe gider ve bu keşifle işverenin kusurlu olup olmadığı ve kusur oranı belirlenir. Meslekte kazanma kaybı oranına göre (yani iş göremezlik oranı) ve işverenin de kusuruna göre bilirkişice bir hesap yapılır ve işçinin alacağı maddi tazminat miktarı belirlenir. Ayrıca davalı işyeri, işçisini sigortalı olarak çalıştırmışsa Sosyal Güvenlik Kurumu işçiye maluliyet maaşı bağlar. Manevi tazminat ise işçinin bu hastalık nedeniyle çektiği ızdırabın, acının karşılığı olarak anılır ve buna karşılık gelen ödeme miktarını hakim kendi vicdani kanaatine göre belirler. İşçi mahkemede davasını ispat için her türlü delili kullanabilir. Tanık da bunlardan biridir. Tazminat davasının açılacağı yer mahkemesi, işçinin işi gördüğü yerdeki iş mahkemesidir. Maddi ve tazminat talepli dava meslek hastalığı rapor tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımına tabiidir.
Hizmet tespiti davası: İşçi meslek hastalığına yakalandığı işyerinde sigortasız – kayıt dışı çalıştırılmışsa başvurabileceği bir diğer hukuk mekanizması yine iş mahkemelerinde açacağı hizmet tespiti davasıdır. Burada davalı olarak hem işveren hem de Sosyal Güvenlik Kurumu gösterilir. Davanın amacı işçinin davalı işyerinde çalıştığının ancak sigortasının yaptırılmadığının ispatıdır. Davanın açıldığı tarihten geriye doğru beş yıllık dönem hüküm altına alınabilir. Dava sonunda davacının o dönemde sigortalı olmasına karar verilir ve toplam primler işvence ödenir. İşçinin meslek hastalığı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu imkanlarından yararlanması için sigortasız çalıştırıldığının mahkemece tespit edilmesi gerekir. Davada en önemli ispat vasıtası tanık beyanlarıdır. Davacıyla aynı dönemde çalışmış bordrolu (yani sigortalı) tanıklar dinlenir. Şayet işyerinde bu özelliklere sahip tanık bulunamazsa komşu işyerlerinde davacıyla aynı dönemde çalışmış tanık beyanlarına da itibar edilir.
Cezai başvurular
Davacı işçi, işvereni ve çalıştığı işyerinin bağlı bulunduğu ilçe belediyesine ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerine karşı suç duyurusunda bulunabilir. Suç duyurusunun konusu işveren açısından Türk Ceza Kanunu 83. maddesidir. Burada işveren kanunun ve sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyerek, gerekli tedbirleri almayarak ölüme sebebiyet vermekten yargılanır. İşçi ölmüşse mirasçıları (eşi, çocukları, anne, babası) başvurabilir. Yine ölüm olayı meydana gelmemiş olsa dahi hastalığın oluşmasından sorumlu oldukları için kasten yaralamadan dava açılabilir.
İdari başvuru ve idari dava
İşçi Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve yerel yönetime karşı idare mahkemesinde tam yargı davası açabilir. Burada davanın esası devletin işveren üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmemesidir. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyup uymadığının denetimi devletin kamu hizmetinin bir parçasıdır. Devlet (Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve iş yerinin bağlı bulunduğu belediye) iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygunluk açısından işvereni denetlemezse hizmet kusuru gerçekleşir. Buna bağlı olarak devlet işçinin meslek hastalığına yakalanmasında veya iş kazasına maruziyetinde tazminat ödeme yükümlülüğü altına girer.
İşverenlerin ne tür önlemler alması gerekiyor?
İşverenlerin çalışanlarını meslek hastalıklarından korumak için birtakım önlemler alması gerekiyor. İşyerlerinde sağlığa zararlı etkilerin büyük bir bölümü, işyeri havasına yayılan maddelerden (duman, toz, buhar, gaz vb. gibi.) ve işyerindeki fiziksel şartlardan ileri gelir. Bazen de zararlı maddelerle doğrudan doğruya elle temas söz konusudur. İşyerindeki bu tehlikeler yok edilerek veya en aza indirilerek çalışma çevresi zararsız hale getirilebilir. Bu amaçla başvurulacak yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
Kullanılan zararlı maddenin değiştirilmesi: Kullanılan zararlı madde, zararsız veya daha az zararlı maddeler ile değiştirilebilir.
Kapalı çalışma yöntemi: Zararlı maddenin değiştirilmesi olanağı bulunmayan durumlarda tehlikeli işlemlerin tamamen kapalı olarak yapılmasıyla zararsız hale getirilebilir.
Ayırma: Çalışma sırasında zararlı madde oluşumu görülen ya da sağlığa zararlı gürültü, ışın gibi fiziksel faktörlerin ortaya çıktığı iş çeşitlerinin ayrılması esasına dayanır. Böylece hem işyeri çevresi temiz tutulmuş olur hem de zararlı etkilerden dolayı daha az sayıda işçi etkilenir.
Nemli (ıslak) çalışma yöntemi: Özellikle tozlu işyerlerinde uygulanır. Çalışma ortamı ıslatılarak veya nemlendirilerek çalışma sırasında tozun çalışma ortamına dağılması önlenir. Bazı işyerlerinde döşemeler, duvarlar ve tezgâhlar yıkanır veya yaş bezle silinebilir.
Sürekli temizlik ve bakım: İşyeri havasının zararsız halde bulundurulmasını sağlamak amacıyla tehlikeli olabilecek yere dökülen maddelerin hemen kaldırılması, işyeri temizliği meslek hastalıklarından korunma ile ilgili önlemlerden biridir.
Havalandırma: İşyerine ve işin özelliğine göre düşünülerek yapılmalıdır. Lokal ve genel olmak üzere iki çeşittir.
İşyeri üretim ve planlaması: Uygunsuz, zararlı tesirler yaratacak hammadde ve atıkların meslek hastalıkları diğer hastalıklar yönünden araştırılarak işyerinin kuruluşu sırasında planlanması gerekir.
İşyeri ortamında zaman zaman analizler yapmak: Bazı işyerlerinde alınan koruyucu önlemlere rağmen tehlikelerin tamamen ortadan kaldırıldığını kestirmek mümkün değildir. Ayrıca alınan tedbirlerin ne kadar etkili olup olmadığını tespit etmek amacıyla zaman zaman çeşitli analizlerin yapılmasına ihtiyaç duyulabilir. Bu analizler sonucunda işyeri ortamının sağlığa elverişli olup olmayacağına karar verilir.
kariyer.net
Anahtar Kelimeler: Meslek Hastalıkları , Koruma , Çlışan