Okullar, sadece eğitim için değil, öğrencilerin sosyalleşmesi için de gerekli. Özellikle de lise ve üniversite döneminde dahil olunan etkinlikler, edinilen arkadaşlıklar gençlerin kendilerini tanımalarına büyük katkı sağlıyor. Uzmanlar, bu noktada yardım organizasyonlarında gönüllü çalışmanın, kulüplere üye olmanın, projelerde yer almanın, seyahat etmenin sosyalleşirken kişiliği de geliştiren etkili yöntemler olduğunu söylüyor. Gençlere çevrelerini genişleterek, değerli arkadaşlar biriktirmelerini öneriyorlar. İşte lise ve üniversite öğrencilerine yardımcı olabilecek ipuçları ve bu konuda dikkat çeken örnekler.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Sibel Türküm’e göre, sosyalleşme sayesinde özgürlükler kadar sınırlar da öğreniliyor ve bu, yetişkinliğe doğru giderken çok önemli bir süreç. Prof. Dr. Türküm, lise ve üniversitede sosyalleşme konusunda zorluk çeken öğrencilere dikkat çekici önerilerde bulunuyor:
ÖZGÜRLÜK KADAR SINIRLARI DA ÖĞRENİN
Sosyalleşmek aslında ergenlik döneminde başlamıyor. Bu çocukluktan itibaren ortaya çıkan bir süreç. Ancak ergenlikten yetişkinliğe doğru giderken size karşı olan beklentiler de değişiyor. Bu döneme uyum sağlamak ve sonrasına kendinizi hazırlayabilmek için yeni beceriler geliştirmelisiniz. Sosyalleşme size özgürlüklerin yanı sıra sınırlarınızı da öğretiyor.
AKILCI TAHMİNLERDE BULUNARAK ADIMLAR ATIN
Ergenlik döneminde tanıdık tanımadık, herkesle iletişim ağınız gelişmeye başlıyor. Bu sıralarda kendinize ve dünyaya kendinizi kanıtlamaya çabalıyor olabilirsiniz. Seçtiğiniz yollara göre kazanımlar olacağı gibi kayıplar da yaşanıyor. Artık deneme-yanılma yöntemindense akıl yürüterek, akılcı tahminlerde bulunarak adımlar atma zamanı. İşte bu dönemde size sunulan olanaklar, verilen fırsatlar ve yaşantı zenginliği, sağlıklı sosyal gelişiminize olanak sağlarken, tersi durumlarsa sosyal becerilerinizin gelişmesini engelleyebiliyor. Eğitim ortamlarında sizden yerine getirmeniz beklenen görevlerin bir bölümü akademik gelişimi amaçlarken, bir bölümü de sosyal becerilere odaklanıyor. Sivil toplum faaliyetleri, kültürel, sportif etkinlikler daha dezavantajlı/avantajlı olan grupları fark etmenize, tanımanıza ve empati kurmanıza yardımcı olacak.
SOSYAL OLMAMA TEKNOLOJİ KAYNAKLI
Günümüzde özellikle gençler arasında dijital yolla iletişim yüz yüze olanın yerini alıyor. Teknolojiyi bilinçli biçimde kullanmayan biriyseniz, bu durum sizin orta ve ileri yaştakilerle olan iletişiminizi zayıflatabiliyor. Ayrıca kendi akranlarınızla da sosyal etkileşimde problemler yaşayabilirsiniz. Sözel beceriler, okuma ve yazma alışkanlıklarındaki eksiklikler bazı gençlerin kendilerini daha rahat hissettikleri sanal ortama kaymalarına yol açabiliyor. Moda akımları, medya ve hızla değişen değerlerin yanında anne-babaların tutumları da sosyal etkileşiminizin kalitesini etkileyebiliyor. İnternetteki oyunlara saatlerce vakit harcıyorsanız, kendinizi bir gözden geçirin. Bu konuda anne-babanızdan ya da okulunuzdaki PDR uzmanından destek alabilirsiniz.
ÇOCUKLARINIZI TEŞVİK EDİN
Anne-babalar ve eğitimciler de zaman zaman işbirliği yaparak gençlerin gelişimlerine katkı sağlamalı. Salt akademik başarı odaklı olmadan, gençlerin kendilerinden zihinsel, ekonomik ve toplumsal açıdan farklı özelliklere sahip kişilerle sağlıklı ilişkiler kurmasına ortam yaratılmalı. Toplumdaki güncel gelişmeleri onlarla tartışarak, sadece talimatlar vermeyip, çocukların görüşlerine saygılı davranarak iletişim sürdürülmeli.
KULÜPLER
Yemek peşinde 70 kişi
Lise ve üniversiteden bir kulübe girmeden mezun olursanız, bir şeyleri eksik yapmışsınız demektir. Artık gerek vakıf gerekse de devlet üniversitelerinde yüzlerce kulüp var. Kulüpler sosyalleşmek, kültürel ve sportif gelişiminizi sağlamak için birebir. Ancak bazıları anlaşılan o ki mideye de iyi geliyor. Bunlar arasında hayatlarını yeme-içme kültürüne adamış ODTÜ Gastronomi Topluluğu gerçekten ilgi çekici. Yaklaşık 70 kişiden oluşan topluluğun başkanı, makine mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisi Alperen Bakır. Gastronomi topluluğu ekipçe restoranlara tadımlara gidiyor, ünlü şeflerin mutfaklarına konuk oluyor. Bakır, topluluğun dört yıl önce kurulduğunu, ilginin de hayli fazla olduğunu söylüyor:
“Üniversiteye birçok ünlü şefi davet ettik ve onlardan bıçak kullanma gibi çeşitli konularda dersler aldık. Ayrıca Ankara’da dünya mutfaklarının temsilcisi restoranlara tadım gezileri düzenliyoruz. Önceden anlaşıyoruz ve 15 kişilik gruplar halinde restoranlara gidiyoruz. Topluluğa ilgi bir hayli fazla. En kalabalık ODTÜ topluluklarından biriyiz.” Toplulukta çok farklı bölümlerden öğrenciler bulunuyor. Bakır, “Ben makine mühendisliği öğrencisiyim, bizim toplulukta hemen her bölümden birini bulabilirsin. Zaten amacımız da bu. Farklı bölümlerden arkadaşlarımız bir araya geliyor, birlikte yemek yapıyor, tadım etkinliklerine katılıyoruz. İşin en güzel yanı da bu zaten” diyor.
Silikon Vadisi’ne yolculuk
Boğaziçi Üniversitesi’nde de onlarca kulüp var. Bunlar arasında en aktif olanlardan biri ise, Boğaziçi İşletme ve Ekonomi Kulübü. Topluluğun başkanı makine mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisi Uğur Çamkeser. Türkiye’nin en eski öğrenci kulüplerinden biri olan topluluğun etkinliklerine her yıl çeşitli üniversitelerden yaklaşık 8 bin öğrenci katılıyor. Toplamda 800 üyeye sahip kulüp bir kariyer merkezi gibi çalışarak öğrencilerin kendi arasında olduğu kadar, sektörün önde gelen şirketleriyle bir ağ kurmasına da katkıda bulunuyor. Çamkeser, kulüp sayesinde farklı üniversitelerden öğrencilerin sosyalleşmesine ve iyi bir kariyer fırsatı yakalamalarına imkân sunduklarını dile getiriyor:
“Geçen yıl düzenlediğimiz girişimcilik yarışmasına Türkiye’nin birçok ilinden arkadaşlarımız başvurdu. Öğrenciler arasında geniş bir ağ kurulmasına yardımcı oluyoruz. Yarışmalar öğrencilere yeni kariyer fırsatları da sunuyor. Birçok iş alanında eğitimler de veriyoruz. Düzenlediğimiz bu eğitim faaliyetlerine Boğaziçi ve diğer üniversitelerden yüzlerce öğrenci katılıyor. Tüm bunların yanı sıra bize sponsor olan birçok ulusal ve uluslararası şirket, başarılı öğrencilere staj ve iş imkânı da sağlıyor”.
Boğaziçi İşletme ve Ekonomi Kulübü sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da öğrencilerin ağlarını geliştirmeleri için çalışmalarını sürdürüyor. Geçen yıl girişimcilik yarışmasını kazananları bir hafta boyunca Silikon Vadisi’ne gönderen köklü kulüp, yeni eğitim yılında da etkinlik, eğitim ve konferanslara tam gaz devam ediyor.
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
‘Bir Tatlı Huzur’
Üniversite ve lise dönemi, her anlamda gelişimin sağlandığı, eğitim hayatında çok özel bir süreç. Bu yıllarda yapılan sosyal sorumluluk projeleri, planlama yapma ve uygulama yeteneklerinizi geliştireceği gibi size duygusal açıdan da büyük bir tatmin yaşatacak. Sizi farkında olmadan daha sosyal birine dönüştürecek. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bu bilinçle hareket eden biri var. Meteoroloji mühendisliği son sınıf öğrencisi Merve Aksakal, kurduğu gönüllülük grubu ile birçok sosyal sorumluluk projesini koordine ediyor. Üstelik bu projelerin kapısı diğer üniversitelerden öğrencilere de açık. Neredeyse 500 kişiye ulaşan Gönüllülük Grubu’nun son projelerinden biri, huzur evlerine yönelik. Geçen mayısta hayata geçen bu projeyle şimdiden 10 kişilik gruplar halinde üç huzurevi ziyaret edildi. Aksakal, yaşlılar ve diğer üniversitelerden gelen öğrencilerle sosyalleşmeye imkân veren ‘Bir Tatlı Huzur’ projesinin çok eğitici olduğunu söylüyor: “Bu proje sayesinde yaşlı insanların hayatlarına ortak olma fırsatı buluyoruz. Onlarla sohbet ediyoruz, satranç oynuyoruz, dertlerini-dileklerini dinliyoruz. Amacımız; yaşları ilerledikçe sosyal hayattan uzaklaşan ve bu yüzden kendini yalnız hisseden büyüklerimizin daha huzurlu, mutlu ve verimli zaman geçirmelerini sağlamak; onların yalnızlığını azaltmak ve bununla beraber gönüllülerimize de farkındalık kazandırmak. Bu yıl onlarla birlikte ayda bir gezilere gitmeyi de planlıyoruz”.
Aksakal ve ekip arkadaşları bu proje için gerekli maddi kaynağı ise kermesler ve yardımlarla sağlıyor. Gönüllülük grubu çocukların eğitimi ve hayvan hakları konusunda birçok projeyi de eş zamanlı olarak yürütüyor.
Uzakta bir köy var
Üniversite öğrencileri sadece kendi çevrelerine değil, tüm Türkiye’ye sosyal sorumluluk projeleriyle ulaşabiliyor. Bunun en güzel örneklerden biri Marmara Üniversitesi okul öncesi öğretmenliği son sınıf öğrencisi Demet Aydın’ın başkanlığını yaptığı ‘Bir Çocuk Bir Umut’ topluluğu. Toplamda 6 bin, aktif olarak 300’ü aşkın üyeye sahip bu topluluk, dezavantajlı bölgelerde köy okullarına uzanıyor, kütüphane ve oyun odası kuruyor. Başkan Aydın, yedi senede 104 köy okuluna gittiklerini, projenin amacının buralardaki çocuklara eğitim sevgisi aşılamak olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Köylerde öğrenci, öğretmen ve sakinlerle bir araya geliyoruz. Öğrencilere bir ağabeyi-abla gibi yaklaşıyoruz. Mektup arkadaşı oluyoruz. Öğretmenlerin problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Köy sakinleriyle görüşüyoruz. Gittiğimiz okullarda öğrenci arkadaşlarımıza üniversite eğitimi ve meslekler hakkında bilgi veriyoruz. Aynı zamanda fiziki şartları da iyileştirmek için çalışıyoruz, kütüphane ve oyun odaları kuruyoruz.”
Bir Çocuk Bir Umut bu felsefeyle yaklaşık 20 bin öğrenciye ulaştı. Aydın, bu sayede arkadaş çevresini geliştirmiş ve başka hiçbir şekilde sahip olamayacağı çok değerli bir ağ kurmuş. Projeye sadece Marmara’dan değil, Türkiye’nin her bölgesindeki üniversitelerden destek geliyor. Aydın, üyeler hariç hiçbir maddi destek almadıklarını, amaçlarının ileride Türkiye çapında faaliyet gösteren bir derneğe dönüşmek olduğunu da belirtiyor.
KARİYER MERKEZLERİ
Şimdiden iş hayatına hazırlanın
Üniversiteler artık eğitim kaliteleri kadar endüstri bağlantıları ve öğrencilerin kariyerlerine bulundukları katkıya göre de değerlendiriliyor. Kariyer merkezleri de işte tam bu noktada öğrencilerin imdadına yetişiyor. Sektörü tanımayan, nasıl ve nereden başlayacağını bilemeyen öğrencilerin strateji geliştirmelerine katkıda bulanan bu merkezler sosyalleşmek için de iyi bir fırsat sunuyor. Çünkü her bölümden binlerce öğrenci kariyer merkezinin eğitim ve konferans gibi etkinliklerine katılıyor, yeni insanlarla tanışıyor ve arkadaşlıklar geliştiriyor. İstanbul Üniversitesi Kariyer Geliştirme Merkezi de (KAGEM) yıl içinde düzenlediği birçok etkinlikle öğrencilere yeni fırsatların kapılarını açıyor. Merkezin müdürü Prof. Pınar Ünsal bu faaliyetlere yıl içinde 10 bin öğrencinin katıldığını belirterek, şunları söylüyor:
“Periyodik olarak ‘Kariyer Günleri’, ‘Tıp Kariyer Günleri’, ‘Yurtdışı Eğitim ve Kariyer’ ve alandaki uzmanların konuşmacı olarak öğrencilere kariyer seçimleri ve staj çalışmalarıyla ilgili öneriler verdikleri etkinlikler düzenleniyoruz. Bu etkinliklere katılan öğrenci sayısı yaklaşık 10 bin civarında. Öğrencileri bu esnada alanda çalışan meslek sahibi kişilerle ve işletmelerle buluşturmanın yanı sıra birbirleriyle sosyal ilişkilerini geliştirmeleri için de imkan sunuyoruz. Ayrıca görevli danışmanlar tarafından stresle başa çıkma, iletişim becerilerini geliştirme, takım çalışmalarını güçlendirme, akran rehberliği, CV yazma ve mülakatlara hazırlanma gibi alanlarda grup eğitimleri de veriyoruz.”
KAGEM’de ayrıca öğrencilerin uluslararası alanda da sosyalleşmesine güç katacak İngilizce konuşma oturumları da düzenleniyor. Bunlara yılda 650 civarında öğrenci katılıyor.
LİSELİLER HEM EĞLENİYOR, HEM ÖĞRENİYOR
Artık birçok lisede de öğrenciler sosyal sorumluluk projeleri, kariyer çalışmaları ve festivallerle hayata hazırlanıyor. Liseliler eğlenirken, kendilerini geliştiriyor. Aynı zamanda yapılan sosyal sorumluluk projeleriyle dezavantajlı yaşıtlarına yardımcı oluyor. Örneğin kardeş bir köy okuluna kitap gönderirken, başka hayatlar görüyorlar. Kimi zaman engelli öğrenciler için destek kampanyaları yaparak onların eğitim hakkından yararlanmasına destek oluyorlar. Yaptıkları şölen ve festivallerle farklı liselerden arkadaşlar ediniyorlar. Bu etkinlikler gelecek için kendilerine çizecekleri yolu daha da netleştiriyor. İşte öğrencilerinin sosyalleşmesine önem veren iki lise ve yapılan etkinlikler:
Spor ve dayanışma bir arada
İstanbul Lisesi Uluslararası Spor Şöleni Kulübü, 2000’den beri öğrencilere spor yaparken, farklı arkadaşlıklar edinme şansı veriyor. Kulüp Türkiye’de lise düzeyinde ilk ve tek uluslararası spor festivalini düzenliyor. Kulübün başkan yardımcısı 11’inci sınıf öğrencisi Ege Şen, yıl içinde yaptıkları atölye, buluşma ve turnuvalarla sadece kendi okullarında değil, diğer liselerden de öğrencilerle sosyalleşme fırsatı bulduklarını söylüyor. Şen, bu yıl da 24-28 Mayıs’ta yurtdışı ve Türkiye’den lise öğrencilerinin katılacağı büyük bir spor şöleni yapılacağını belirtiyor: ”Lisede uluslararası spor şölenimizde birçok ülkeden arkadaşımızı ağırlayacağız, atölyeler düzenlenecek, ünlü spor insanları davet edilecek, voleybol, basketbol ve futbol turnuvaları olacak. Bu sayede sadece Türklerle değil, yabancılarla da sosyalleşme şansı buluyor, yabancı dilimizi geliştiriyoruz.”
Evrensel bir sevdanın peşinde
İstanbul’un köklü okullarından biri olan Vefa Lisesi’nde yaklaşık 40 öğrenci kurdukları gastronomi kulübüyle evrensel bir sevdanın peşine düştü. Öğrenciler, üniversite ve önde gelen restoranlarla yaptıkları anlaşmalarla profesyonel mutfaklarda atölyelere katılıyor. Ünlü restoranların şeflerini okula davet ederek, bu alanda deneyim ve bilgilerini arttırıyor. Kulübün başkanı 11’inci sınıf öğrencisi Yiğit Karataş, genellikle liselerdeki kültür ve sanat kulüplerinin dışında farklı bir etkinlik yapmak istediklerini söylüyor. Yiğit, İstanbul’un başarılı restoranlarında şeflerle yemek yapma şansı bulduklarını belirterek, “Kulübümüz sadece Vefa Lisesi öğrencilerine değil, aslında bize katılmak isteyen tüm arkadaşlarımıza açık. Bu yıl da İstanbul’un en iyi restoranlarındaki şefleri okulumuza davet etmeyi planlıyoruz. Ayrıca üniversite ve restoranlarla görüşerek, profesyonel şeflerin gözetiminde dünya mutfaklarında atölyeler yapacağız. Şu anda birkaç restoranla anlaştık” diye konuşuyor. Başkan Yiğit, bu sayede hem okula aidiyetlerinin güçlendiğini hem de eşsiz bir sosyalleşme fırsatı bulduklarını da dile getiriyor.
Hürriyet
Anahtar Kelimeler: Gönüllü , Öğrenci , Kulüp , Sosyal Aktivite , Kariyer , Eğitim