İşte bugün Türkiye’nin en önemli şirketlerine liderlik eden ve damgasını vuran isimler, kendi şanslarını nasıl yarattıklarını paylaştı...
28 yaşında şirketin başına geçtiğimde, kasada sadece 4 bin TL vardı. Hayatımın en zor günleriydi. Böylesi karamsar ve zorlu bir dönemde kendi şansımı, sürekli gelişim ilkesiyle çalışarak yarattım.” Bu sözler, Aras Kargo’nun başkanı Evrim Aras’a ait. Aras gibi liderlerin kariyer yolculuklarında verdikleri kararlar, bugünkü noktalara gelmelerinde önemli rol oynuyor. Liderlerin çoğu, kendi şanslarını fırsatları değerlendirerek ve kendi sektörlerinde fark yaratacak çözümler üreterek yakaladıklarını söylüyor. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da bu isimlerden biri… Zorlu, girişimci ruhla hareket ettiğini ve risk almaktan korkmayıp ilkleri yaparak lider şirketlerden biri olduklarını söylüyor. Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, erkek giyiminde fark yaratarak başarıya ulaştığını söylüyor. Carrefoursa CEO’su Mehmet Nane, Index Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ve Mudo CEO’su Barış Karakullukçu ise eğitim hayatlarında yaptıkları tercihlerle bugünkü kariyerlerine yön verdiklerini ifade ediyor. Bugün Türkiye’nin en önemli şirketlerine liderlik eden isimler, kendi şanslarını nasıl yarattıklarını paylaştı:
“HAYALLERİMİN PEŞİNDEN GİTTİM”
“Bir insan azmiyle ve tutkusuyla her şeyi başarabilir” diyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, kendi şansını çocukluktan beri sektörün içinde olmanın verdiği tecrübeye bağlıyor. Usta-çırak ilişkisi içinde ticaretin tüm inceliklerini öğrendiğini ve bu sayede müşterinin ne istediğini anlayabildiğini söylüyor. Fark yaratmanın öneminin altını çizen Zorlu, kendi şansını yakalama hikayesini ve sektördeki başarısını şöyle anlatıyor: “Denizli Babadağ’da aile mesleği olarak dokumacılıkla uğraşırken daha çocuk yaşta risk alıp ağabeyimin de desteğiyle işimizi Trabzon’a taşıdım. Uzun yıllar babam Mehmet Zorlu gibi işinin erbabı bir ustanın yanında çıraklık yaptıktan sonra, Sultanhamam’da ticaretin tüm inceliklerini öğrendim. Bugün dahi, çalışma arkadaşlarım benim müşteriyi bu kadar iyi tanıyor olmama şaşırıyor. Bu deneyimi ancak yıllarca pazarın kokusunu içinize çekerek, bir işin her aşamasında çalışarak elde edebilirsiniz. Birlikte yola çıktığımız pek çok girişimci, imitasyonun peşinden koşarak çoktan piyasadan silindi gitti. Bizim gibi sürekli inovasyon anlayışına sahip gruplarsa hep ilkleri başardı. Örneğin pazardaki desenli çarşaf boşluğunu fark ederek TAÇ markasıyla Türkiye’nin ilk desenli çarşafını yaptık. Eğer ben çocukluktan itibaren sektörün içinde olmasaydım bu boşluğu göremez ve bu farklılığı yaratamazdım.”
“E-MBA GELECEĞİMİ ŞEKİLLENDİRDİ”
Mudo’nun CEO’su Barış Karakullukçu, risk almanın hayatta güzel kapılar açabileceğine inanıyor. Büyük riskler alarak ve tüm birikimini yatırarak başladığı e-MBA programı sayesinde başarılarla dolu bir kariyeri olduğunu söylüyor. “Hiçbir hedefinizden vazgeçmemeniz gerektiğini bir kez daha anlamış oldum. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, ben Karadeniz kızıyım, umudun bittiği yerde inadım başlar” diyor ve şöyle anlatıyor: “Üniversiteye başlarken taşınan umutlar, mezun olurken yerini korkulara bırakıyor. Ben bu umutların korkulara dönüşmemesi için kariyerim adına adımlarımı sağlam bir şekilde atmaya başladım. Mezun olurken iş hayatıyla hiçbir bağlantım yoktu. Her işe kendi çabamla başvurdum. 3’üncü sınıfta Unilever’e staj başvurusunda bulundum. Burada implementasyon SAP projesinde tek stajyer olarak 5 ay görev aldım. Stajda gösterdiğim performans ve programdan edindiğim deneyimlerin birleşmesi beni IBM SAP danışmanlığına taşıdı. PWC’ye yönetim danışmanı olarak başladığım yıllarda 2001 ekonomik krizi patlak verdi ve danışmanlık sektörünün çok yara aldığı bir dönem geçirdik. Dolar/TL kurunun devalüasyon yaptığı dönemden hemen önce Koç Üniversitesi’nde Executive MBA yapabilmek için kimseye yük olmamak ve kendi bütçemle okulumu ödeyebilmek adına bankadan yüklü miktarda kredi çektim. Bu program kendime en büyük yatırımım oldu. Aslında bu benim geleceğimdi. PWC’deki kıdemli danışmanlık görevimden Accenture Almanya’da müdür pozisyonuna geçiş yaptım. Böylelikle uzun yıllar sürecek Almanya macerama adım attım. 5 yıl içinde terfilerle 25 farklı ülkede çalışma fırsatı yakaladım. Büyük işlerin altına imzamı attım ve kariyerime büyük hedefler ekledim.”
“HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI”
Indeks Grup CEO’su Erol Bilecik, kendi şansını üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümünü seçerek yarattığını söylüyor. O dönemde çok da ön planda olmayan bilgisayar mühendisliğini seçerek tüm kariyerine yön veren Bilecik, “İçimden gelen sesi dinleyerek attığım bu adımın ne denli önemli olduğunu iş hayatına başladığımda fark edebildim” diyor ve hikayesini şu sözlerle aktarıyor: “Her insan kendi öyküsünü kendi yaratıyor. Ben de ilk başta kendi öykümü yazarken iş hayatımda hangi yöne gidebileceğimin yeteri kadar farkında değildim. İçimdeki ses ilk başta beni mühendisliğe yönlendirdi. Ardından daha ortaokul ve lise yıllarındayken zihnimde olgunlaşan elektrik mühendisliği hayali devreye girdi. Nihayet üniversite için bölüm tercihi yaparken o tarihlerde yeni yeni duyulmaya ve keşfedilmeye başlayan bilgisayar mühendisliğine yöneldim. Bu karar doğrultusunda Türkiye için nispeten yeni bir alanda şansımı kendim yaratmış oldum. Hayatımda en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Bu tercihimin, özellikle de bilgisayar sektöründe yeni girişimlerin olduğu ve yeni bir atmosferin başladığı bir zaman dilimine, yani Türkiye’nin 80’li yıllarına denk gelmesi, dönem itibarıyla da benim için büyük bir şans yarattı. O tarihlerde bilgisayar mühendisliği alanında meslek sahibi olan insan sayısının, özellikle de girişimcilerin çok daha az olması ve benim girişimime büyük bir keyif ve umutla imza atmam, ileriki dönemlerde beni iş hayatında daha yükseğe taşıdı ve daha iyi bir konuma getirdi.”
NETWORK BAŞARI GETİRDİ
Henüz 12 yaşında gazete satarak kendi parasını kazanmaya başlayan Bosch Türkiye CEO’su Steven Young, maddi özgürlüğün bağımsızlık getirdiğini söylüyor. Gazetenin yanında yaşlı çiftler için ekmek ve dergi bulunan küçük paketler hazırlamaya başladığını ve bu sayede bahşiş kazandığını belirten Young, “O zaman gördüm ki hayatta hiçbir şey size hazır verilmiyor. İnisiyatif almak gerekiyor. Kazandığım paralarla eski bir araba satın alarak 17 yaşımda kendi şirketimi kurdum” diyor. Kurduğu şirketle pazarı ve müşteriyi analiz etmeyi öğrendiğini ve kurduğu network’ün şansını yakalamasında çok etkili olduğunu söylüyor. Young, kendi şansını yaratma hikayesini şöyle özetliyor: “Üniversite 2’nci sınıfa geldiğimde iş yoğunluğundan dolayı şirketi kapatıp kurumsal şirketlerde part-time çalışmaya başladım. Üniversiteden mezun olmadan iki iş teklifi aldım. Biri Ford Avustralya, diğeri de Avustralya Mannesmann’dı. 1988’de özel projeler mühendisi olarak Mannesmann’da çalışmaya başladım. 1994 yılına geldiğimizde Türkiye’de genel müdürlük teklif ettiler. Şirket batma noktasındaydı. Şirketi 1 yıl içinde kâra geçirerek ilk yıl yüzde 43 oranında, ikinci yıl yüzde 28, üçüncü yıl yüzde 20 büyüttük. 2001’de Bosch, Mannesmann Rexroth’u satın aldı. Bana, ‘Birleşmeyi sen yap, ondan sonra yeni oluşan şirketin genel müdürü olmanı istiyoruz’ dediler. 2011 yılında Bosch merkez ‘Biz Türkiye’de büyüyoruz, düzenli bir grup haline gelmek istiyoruz, bunu da senin yapmanı istiyoruz’ deyince 2011’de Bosch Türkiye temsilciliğini kabul ettim. Bir yere gelmek istiyorsanız güçlü bir network’ünüz olmalı, bu network’ün içinde sizin elçileriniz olmalı. Kendi reklamınızı yapmak, başkasının sizi tavsiye etmesi kadar değerli değil.”
“FARK YARATMAYA İNANDIM”
Orka Holding’in yönetim kurulu başkanı Süleyman Orakçıoğlu, 1986 yılında Orka Tekstil’i kurduğunda kısıtlı olanaklara sahipti. “Fark yaratarak” şirketine kendi sektöründe sağlam bir pozisyon kazandırdı. Tekstil sektöründe birçok şirketin battığı dönemlerde bile Orka Tekstil büyümesine devam etti. Orakçıoğlu, şirketin ve kendisinin yarattığı en büyük şansın fark yaratmak adına erkek giyimi renklendirmesi olduğunu söylüyor ve bu doğrultuda izledikleri politikaları şöyle anlatıyor: “90’lı yıllarda, özellikle marka oluşturma konusunda bu sektöre adım atarken kısıtlı olanaklarla başladığımız için fark yaratmamız gerektiğine inandım. Bu farkı, erkeğin dünyasına renk getirerek oluşturduk. Erkek giyimini sadece bir pantolon, bir gömlekten ibaret görmedik. Bir stil oluşturarak erkek giyimine değişim, yenilik getirdik. Bununla ilgili 30 yıl önce başlattığımız stratejimiz bir fark yaratmaktı. Yoksa biz de herkes gibi şu anda dünya markalarına fason üretim yapan bir şirket olabilirdik. Kendi şansımızı bu şekilde yarattık.”
VİZYONU İZLEMEK ÖNEMLİ
Galata Business Angels’ın ve Mynet’in başkanı Emre Kurttepeli, aile şirketi İpragaz’dan ayrılıp internet girişimciliğine başlayarak kendi şansını yarattığını söylüyor. Türkiye’nin ilk kurumsal internet servis sağlayıcısı olan Fornet’i kurduğunu belirten Kurttepeli, Fornet’in Koçnet’e satılmasından sonra kazandığı parayla 1999 yılında Mynet’i hayata geçirdiğini söylüyor. Türkiye’nin ilk internet şirketlerinden olan Mynet, bugün hala Türkiye’nin lider internet portalı konumunda. “Hayalini kurduğum girişimi yapmak istedim” diyen Kurttepeli, şunları söylüyor: “Aile işine çok zıt bir sektörde girişimciliğe adım attım. İnternetin dünyada ve Türkiye’de büyük değişim yaratacağına inandım. İnsanların birbirine bağlı olmasının, bunun getirdiği bilgi akışının dünyayı değiştirecek kuvvette olduğunu düşündüm. İnternetin hayallerimi hayata geçirmek için çok etkili bir platform olduğunu düşünmüştüm, yanılmamışım. Mynet’le birlikte o dünyanın içinde olmaya karar verdim. Birçok şey planladığımın çok ötesine geçti. Hep hayalimin, vizyonumun peşinden gittim.”
ZOR ZAMANLAR EN BÜYÜK ŞANSI GETİRDİ
EVRİM ARAS / ARAS KARGO YKB VE CEO’SU
ZOR YILLAR
Babamı, yani Aras Kargo’nun kurucusu Celal Aras’ı kaybettiğimiz 2008 yılında şirketin başına geçtim. Bu dönemde şirketin 250 milyon TL’nin üzerinde borcu vardı ve bir de üzerine 145 milyon TL vergi borcu gelmişti. Kasada sadece 4 bin TL vardı. 28 yaşındaydım ve hayatımın en zor günleriydi. Bu dönemde bana reddi miras yapmam konusunda öneriler geldi. Birçok insan o gün benim genç yaşta omzuma yüklenen sorumluluğu şanssızlık olarak gördü. Ama ben bu zorluğun aynı zamanda bir fırsat olduğuna inandım.
YILMAMAK ÖNEMLİ
Böylesi karamsar ve zorlu bir dönemde kendi şansımı, yılmadan, öğrenmeye açık bir şekilde, sürekli gelişim ilkesiyle çalışarak yarattım. Bunu başarırken de babam Celal Aras’ın, “İnsan hayalleri kadardır” sözünü aklımdan çıkarmadım. Şirketi, başarıya ve Türkiye’nin öncü kargo şirketine ulaştırma hayalini gerçekleştirdim. Bugün çalışanlarımızla birlikte Aras Kargo’yu, 19 bölge müdürlüğü, 28 transfer merkezi, 846 şube, 3 bin 320 araçlık filosu ve 12 bin çalışanıyla 650 milyon dolarlık şirket haline getirdik.
MOBİLYADAKİ YÜKSELİŞİ FARK ETTİM
MUZAFFER ÇİLEK / ÇİLEK MOBİLYA CEO’SU
MOBİLYA SEKTÖRÜNE GEÇTİ
Babam bakırcılık sektöründe faaliyet gösteriyordu. Ben de onunla birlikte çalışıyordum. 21 yaşında, artık bakırcılık mesleğinin ömrünü tamamladığını gördüm. Babamla bu düşüncemi paylaştım ve yıldızı parlayan mobilya sektörüne geçmenin bize fırsat yaratacağını söyledim. Mobilya sektöründeki yükselişi fark etmem ve bu alana geçiş yapmamla kendi şansımı yakaladım.
YENİLİKÇİLİK FARK YARATTI
Mobilya sektöründe niş bir alanda uzmanlaşmayı ve markalaşmayı yakalamayı hedefledim. Sektöre farklı bir gözle bakıp farklı bir yorum getirsek fikir lideri olabileceğimizi düşündüm. Nitekim bugün geldiğimiz noktada 5 kıtada, 66 ülkede 444 satış noktamızla dünya çocuklarını mutlu etmeye devam ediyoruz.
KENDİM İÇİN FIRSAT YARATTIM
MEHMET T. NANE / CARREFOURSA CEO’SU
YURTDIŞI HAYALİ
Şansa değil planlamaya, bu amaç için çok çalışmaya ve ne istediğini iyi bilmeye inanıyorum. Böyle hareket ettiğiniz zaman kendinize fırsat yaratmış olursunuz. Bu çerçevede, eğitim ve iş hayatımda kendime her zaman hedefler belirledim ve bunları gerçekleştirebileceğim fırsatları değerlendirdim. Örneğin lisans öğrenimim devam ederken yüksek lisans için yurtdışına gitmek gibi bir hayalim vardı.
YENİ UFUKLAR AÇTI
Türkiye dışında bir ülkede eğitim görmenin hem yurtdışı deneyimi kazandıracağını hem alanımda uzmanlaşmamı sağlayacağını düşündüm. Bu düşünceyle araştırmalara başladım ve Chevening bursu hakkında bazı duyurular gördüm. Başvuru yaptım ve kabul edildim. Bu burs sayesinde, hem iş hem özel hayatımda yeni ufuklar açan bambaşka bir deneyim yaşama fırsatı buldum. Kariyer hayatımda da bu doğrultuda, sizin şans benim fırsat diyebileceğim durumları kendim için yaratmaya devam ettim.
İYİ NİYET ŞANS YARATIR
ÖMER ARAS / FİNANSBANK GRUP CEO’SU VE YKB
EĞİTİM ASİSTANLIĞI
1976 yılında babamı kaybettiğimde 21 yaşındaydım. Amerika’da eğitimime devam ediyordum ve notlarım da çok iyiydi. Durumumu saygı duyduğum bir profesöre anlattım ve eğitim asistanlığı istedim. Bu görevi bir yabancıya vermekte zorlanacağını ancak iyi niyetle açık ve net olarak bu işi istediğim için kabul ettiğini söyledi. Bu, benim hayatımda bir dönüm noktası oldu.
İYİ NİYET KAZANDIRIR
Master ve doktora eğitimim boyunca sürekli ders verdim ve tam bursla okudum. İş hayatımda da hep iyi niyetle hareket ettim. İyi niyetin şans yarattığına inanıyorum. Citibank’ta işe girdiğimde, Finansbank’ın kuruluşunda ve 2006 yılından sonra bankanın yeni hissedarlarıyla çalışırken hep iyi niyetle hareket ettim ve karşılığını aldım.
Capital
Anahtar Kelimeler: Türkiye , İş adamları , Başarı , Hikayesi