“Artık umutlarınız sona erdiyse, bildiğiniz ya da öğrendiğiniz hiçbir şey işe yaramadıysa bilinçaltı temizleme tekniği ile tanışma vaktiniz gelmiştir” Aşağıdaki sorulardan bir veya birden fazlasına evet diyorsanız son çıkış kapısı bilinçaltı temizliği… Bilinçaltı Terapisti Defne Uğurluel’in iddiası bu… Peki nedir bu sorular?
Ne kadar kazanırsanız kazanın para elinizden uçup gidiyor mu?
Hiç kimseye güvenemiyor musunuz?
Ne kadar isteseniz de kendinizi yeterince ifade edemiyor musunuz?
Sürekli korku ve endişe mi duyuyorsunuz?
Yaşadıklarınızdan dolayı kendinizi suçluyor musunuz?
Özgüveninizi tamamen yitirdiniz mi?
Kendinizi tamamen güçsüz, çaresiz ve başarısız mı hissediyorsunuz?
Sürekli acı ve hüsran mı yaşıyorsunuz?
Hayatınızda istediğiniz zenginliği yaşayamıyor, dilediğiniz parayı kazanamıyor musunuz?
Gelecekle ilgili korku ve kaygılarınız mı var?
Panik atağınız biri türlü iyileşmiyor mu?
Tacize mi uğradınız?
Acı çekseniz bile sancılı ilişkinizi bitiremiyor musunuz?
Her zaman fedakarlık edip sonunda üzülüyor musunuz?
İkili ilişkilerinizde ve yakın çevrenizde hiçbir şeye hayır diyemiyor musunuz?
Doğru insanı bir türlü bulamıyor musunuz?
Asla kendiniz olamıyor musunuz?
Bütün dünya size karşıymış gibi mi geliyor?
“Artık umutlarınız sona erdiyse, bildiğiniz ya da öğrendiğiniz hiçbir şey işe yaramadıysa bilinçaltı temizleme tekniği ile tanışma vaktiniz gelmiştir” diyor Uğurluel. Peki, neymiş bu bilinçaltı temizleme tekniği? Bilinçaltı Terapisti & Yaşam Koçu, “Defne Koçluk- Eğitim – Danışmanlık” merkezinin kurucusu Defne Uğurluel anlatıyor...
YARATIM ENERJİSİ TAMAMEN BİLİNÇALTINDA
-Uzmanlık alanınız NLP, bilinçaltı temizliği… Ne zamandır bu işi yapıyorsunuz? Bu kavramlar ne anlamı geliyor, ne işe yarıyorlar?
Defne Uğurluel: Bu alanda yoğunlaşmaya 9 yıl önce NLP ile başladım. NLP “neuro linguistic programming”in kısaltılmış halidir; dili, beyni, zihni en iyi şekilde programlayıp dış dünyada kullanmaktır. Yaşam koçluğu ise bizim bakış açımızı yitirdiğimiz, göremediğimiz, farkındalığı yüksek olan kişi, dış dünyada yaşantımızda bize yön veren lider rehber diyebiliriz. Yani elimizdeki kartları en iyi hale çeviren bir kişi... NLP, yaşam koçluğu, akses, şifa çalışmaları, reiki, meditasyonların bütün hepsini yaptım. Çok ilginçtir belli bir süreden sonra başlamış olduğum noktaya geri döndüm. Sonra, “Herhalde bunlar gerçek şeyler değil” dedim. Bir kandırmaca ve hayal ürünü gibi geldi. Daha sonrasında ise fark ettiğim şey, aslında hiçbir şey tesadüf değil. Ben bunu çok söylemişimdir, ancak adını koyamayan kişi ‘tesadüf’ diyebilir. Bütün evrimlerimi tamamladım, gitmediğim eğitim ve ünlü kalmadı. Aslında hiç kimse benim bilinçaltıma müdahale etmemiş. Çünkü bilinç beynin yüzde 5’i ise bilinçaltı ise yüzde 95’lik kısımdır. Yüzde 5’lik kısımdan kendime bir şey çekmeye çalışırsam, hiçbir şey yaratamam. Çünkü orada yaratım enerjisi yok. Yaratım enerjisi tamamen bilinçaltında...
PARA KAZANMAK TAMAMEN KİŞİNİN BİLİNÇALTI İLE İLGİLİ
-Bu mesleğe psikoloji okuduğunuz için mi başladınız?
Defne Uğurluel: Evet, aynen öyle. Kendimde aşmam gereken blokajlarım ve tıkanıklıklarım vardı. Mesela yıllar önce bir iş kurdum, bilinçaltımda “kadınlar para kazanamaz” diye bir blokaj olduğu için iflas ettim. Otel gruplarına endüstriyel temizlik ürünleri yapıyordum. Annem, “Kadınlar para kazanamaz, evde oturur” dediği için bilinçaltım bunu kabul ediyor. Bilinçaltı temizliğine gittiğimde ve eğitmen olmaya karar verdiğimde hüngür hüngür ağlamıştım. Bütün zemini ben hazırlamıştım. Bilinçaltında “Burada iş yapılmaz, piyasa çok kötü ve paramı alamam” diye düşündüm ve gerçekten de paramı alamadım biliyor musunuz? Kendi kendimi kodlamıştım ve iflasa kadar gittim. Ve ondan sonra baktım ki her şey benim bilinçaltım ile ilgili.
Bilinçaltınıza blokaj vermek için sadece gözünüzü kapatmanız yeterli. Anında cevap gelir aslında. O yüzden ben iflas ettikten sonra bilinçaltı çalışmalarına geri döndüm. Bu da benim çıkış kapım oldu. Bütün almış olduğum eğitimler beni her yere götürdü ve çok farklı kapılar açtı, beni ileriye taşıdı.
Bunları yaşadıktan sonra bilinçaltı terapisti olmaya karar verdim. 2009 yılından beri bilinçaltı temizliği yapıyorum. Blokajlardan bir tanesini daha öğrenirken transa aldılar beni, “Neden sizce iflas ettiniz?” denildiğinde “Kim sebep oldu buna?” diye bir soru geldi. Cevap olarak “Ben” dedim. Bütün kehaneti kendi kendime ben gerçekleştirdim. Bilinçaltındaki kayıtlarımda var olanlar dış dünyada karşıma çıktı. Benim içimde bir değersizlik duygusu var ise eğer bana değer vermeyen bir insan karşıma çıkıyor.
Bu işi başaramam diyorsam ve çocukluğumda kodluyorsam sisteme bilinçaltıma kayıt ediliyor. Mesela 40’lı yaşlarda bir beyefendi gelmişti ve 20’li yaşlardan sonra hiçbir şekilde dikiş tutturamamış ve sürekli iflas etmiş. Burada koltuğa oturduğunda seansa aldığımızda ortaokul öğretmeni kendisine babasını çağırmış ve onun yanında “Bunu okuldan al, bundan hiçbir şey olmaz” demiş. Adam 40’lı yaşını geçmiş ve hala hiçbir şey yapamamış. Hüngür hüngür ağladı. O kadar net bu kaydı hatırlayabiliyor.
Para kazanmanın bir yerden mezun olmakla da ilgisi yok. Tamamen kişinin bilinçaltı ile ilgili. Kişi isterse ilkokul mezunu olsun hiç fark etmiyor. Ancak kişinin bilinçaltında, hedefinde, niyetinde kurmuş olduğu kodlarında parayla ilgili bir blokajı yok ise, “Ancak ben ortaokul mezunuyum, benim dışımda üniversiteye gitmiş ve kariyer edinmiş bir sürü insan var, parayı onlar kazanabilir” diyorsa hayatta istediği parayı kazanamaz.
-Peki, kişi yeteneksiz ve gerçekliliğin dışında farklı şeyler istiyorsa durum ne olur?
Defne Uğurluel: Her şey hayallerle başlıyor çünkü bilinçaltı görsel semboller ve hayallerle çalışır. Hayal ve gerçeği ayırt edemez. Olumlu ya da olumsuz bakmaz. Negatif ya da pozitif onu hiç ilgilendirmez. Ki biz bunu en çok rüyalarımızda fark edebiliriz. Bir rüya görürüz mesela yüksek bir yerden düşeriz, korkarız ve gerçekmiş gibi sanırız. Yanımızdaki “Rüya gördün” diyebilir ancak biz onu gerçekmiş gibi yaşarız. Hayalleri olsun problem değil, kişi bunu isterse başarabilir zaten. Tabi bilinçaltında paraya karşı olumsuz bir düşüncesi yoksa.
BİZİM HAYALE DEĞİL, GERÇEĞE, SOMUT ŞEYLERE İHTİYACIMIZ VAR
-Bilinçaltı kayıtları daha çok çocuklukta yaşananlardan mı oluşuyor?
Defne Uğurluel: Evet, çocukluktan getirdiğimiz şeyler. İleride de kayıtlar yapıyor ama kök inançlar oluyor. Kök inançlar çok önemli. Mesela bir kişi hayatında çocukluğunda annesi, babası ailesinde bir fakirlik dönemi var ise ve çocuk bunu modellemiş ve benimsemiş ise maalesef hayatında para kazanamıyor. Kazansa da geliyor gidiyor bir döngünün içinde devam ediyor. Zenginler bile kaybetme korkusuna giriyor. Çocuğa korkuyu aşıladığı anda çocuk parayı kaybediyor. Her türlü sistem galip geliyor. Olumsuz her şeyi yaşatıyor.
-O zaman sistemi onarıp iyileştirmek mi lazım?
Defne Uğurluel: Aynen öyle. Çok farklı insanlar geliyor. Panik atak, depresyon, öz güven eksikliği, bolluk frekansına geçemeyenler, ilişkilerinde başarılı olamayanlar, aldatılanlar, okul okumuş kariyerini bir türlü aşamayanlar, sevilme ret edilme korkusu olanlar geliyor. Ana hatları genelde bunların üzerinde dönüyor. Bir şekilde akış yok ya da kendimi ifade edemiyorum ya da herkese yardım ediyorum kimse benim için bir şey yapmıyor diyor.
-Danışmanlık için gelenlerin ortalama profili nedir?
Defne Uğurluel: Her kesimden var. Kendi işini yapanlar var, çalışan, öğrenci, değişik yaş gruplarından var, zengini de fakiri de var. Ünlülerde dahil olmak üzere. Ayrıca çocuklar da var içlerinde. Mesela bilinçli aileler var çocuğumda bir takım değişiklikler gördüm diyorlar, geliyorlar. Artık kayıtlar ortaokul, lisede çıkıyor mesela. “İçine kapandı, sigara içmeye başladı, bana asi davranmaya başladı” diyorlar. Sayarsak başlıklar o kadar çok ki… Çocuk bir değişim içerisinde belli. İşin garip tarafı çocuklarda genç yaşlarda blokajları yeni olduğu için çabucak bariyerleri yıkılıyor. Çözüme anında ulaşıyorsunuz. Maksimum 4 seansta tamamen bariyer kırılıp yeni bir yapılanma içerisine giriyor kişi.
-Bir de “negatif düşünmeyin, pozitif olursanız hayatınız daha kolay olur” şeklinde bir yaklaşım var. Negatif düşüncenin temeli bilinçaltı dersek doğru olur mu?
Defne Uğurluel: Bilinçaltını değiştirdiğiniz zaman evrenle mesaja geçip bir şeyler istiyorsunuz. Olumlu düşünmek çok güzel bir şey fakat, olumsuz da düşünebiliyoruz. Kredi kartı borcum, ev kiram var, faturalarım sırada ve ben diyorum ki “Her şey çok güzel olacak”. Bu gerçek değil. Henüz hiç deneyim etmedim. Ancak olumsuzluğu hep deneyim ediyorum. Ben burada olumlu düşünürken, altta olumsuzluklar olduğu için bir bakıyorum birkaç gün sonra hesap hareketlerimde hiçbir değişme yok. Hala kiram ödenmemiş. Ya da faturalarım halen duruyor. Bu sefer “Hadi ya, olumlu düşünmek ne ki, istedim ve olmadı” diyorum. Bu sefer kişileri olumsuz yöndeki inançları da yıkıyor. Ancak alttakileri temizleyip üzerine olumluları koyarsak işte o zaman gerçekleşiyor. Bizim hayale değil, gerçeğe, somut şeylere ihtiyacımız var. Hayal dünyasında kaybolmayalım, bu çok önemli. Bir gün boyunca ne düşünüyorsanız yazın bir kâğıda bakın ne düşünüyorsanız o gün onu yaşıyorsunuz.
BİZ KİŞİNİN BİLİNÇALTINDAKİ ÖZEL HAYATINI ÖĞRENMİYORUZ, PROBLEMİNİ ÇÖZÜYORUZ
-Bilinçaltını oluşturan duygular mı düşünceler mi?
Defne Uğurluel: Duygular... Bilinçaltı dediğimiz yer duygular aslında. Biz oradaki duyguları besledikçe karşımıza aynıları çıkıyor. Bilinçaltını beslemeyi bırakıp temizleme yaptığımız zaman yeni olanlar çıkmaya başlıyor. Eğitmenler çok önemli. Çünkü duygularda bilirkişi ve eğitmen devreye girdiği anda olay değişiyor çünkü biz onlara inanıyoruz. Başarısız olduğuna inandığı anda okuldan kopabiliyor. Sadece okuldan kopmakla da kalmıyor ileriki yaşantısına kadar etkiliyor. Bilinçaltındaki bu olumsuz kayıtları etkileyenler aile başta olmak üzere, yakın çevremiz sonra okul hayatımız geliyor. Öğretmenlerimizden aldığımız travmalar, arkadaşlar daha ileriki dönemde iş hayatı, kolektif inançlar derken meyvelerini toplamaya başlıyoruz.
-En çok karşılaştığınız sorunlar neler?
Defne Uğurluel: Para, özgüven, sevilmek, kendini ifade edememek, erteleme... Mesela buraya gelmek için randevu alıp sürekli iptal edenler var. Onların zaten en büyük şikayeti, “Hayatımda her şeyi sürekli erteliyorum.” Bir türlü harekete geçemiyorlar çünkü bilinçaltı onları tutuyor. Zar zor gelebilirlerse “Keşke daha önce gelseydim” diyorlar. Bilinçaltı getirtmiyor, buraya gelmesini bile engelliyor. Birçok insanda ‘sanırım benim kaderim bu ve Allah bana bunu yazdı’ inancı var. Bir de en büyük sıkıntı “Birçok yere gittim ve hiç faydasını göremedim” sözü. Çünkü bilinçaltına müdahale edilmiyor. Kendim de yaşadığım için bilinçaltıma müdahale edilmediği için ilerleyememiştim. Bütün veri bilinçaltımdan geliyor, gidiyorum, gidiyorum, hop geri, aynı kısır döngüye devam ediyorum.
-Seanslarınız nasıl yapılıyor, bireysel mi, grup mu?
Defne Uğurluel: Bireysel yapıyoruz. Konferanslar farklı biraz daha yaşam koçluğu, yön gösterme gibi. Zaten kişi orada bir şeyleri fark edip bilinçaltı temizliğine de geliyor. Bilinçaltı temizliği bireysel seanslarla çok daha sağlıklı ilerler. Çünkü herkesin problemi farklı ve özel… Bilinçaltı temizliği ile ilgili çok önemli bir şey daha var. İnsanlarda ‘benim bir sırrım var ve öğrenecek’ korkusu var. “Eyvah benim bilinçaltımı öğrenecek” aslında tuzak burada. Bilinçli zihin mantık arar. Biz bilinçli zihin ile özel şeylerimizi saklayabiliriz. Bilinçaltında böyle bir şey olmaz zaten. Çok büyük tuzaktır bu insanlarda. Tabi ki herkesin bir özel hayatı ve gizlediği bir şeyler vardır. Ancak amacımız onu burada öğrenmek ve deşifre etmek değil. Biz magazinci değiliz sonuçta. Kimsenin özel hayatını öğrenmiyoruz. Kişinin problemlerini çözüyoruz.
HAYATTA EN BAŞARILI OLAN İSİMLER BİLE YAŞAM KOÇU DESTEĞİ ALIYORLAR
-Tam olarak mesleğiniz nedir? Nasıl bir eğitimden geçtiniz?
Defne uğurluel: Bilinçaltına yönelik bir meslek ya da okul yok. Bunlar tamamen yurtdışından öğretilmiş olan bir eğitim sistemi. İsviçre ve Yunanistan’da eğitimler aldım. En çok da İsviçre ‘de eğitimler aldım. Mesela Rusya bu konuda çok iyi... Bilinçaltı çok basit bir problem ve bunun iyileşme süreci var. Basit ama kişi bunu o kadar karmaşık hale getiriyor ki tabi ki zihin devreye giriyor burada. Kişi zaten problemini, yaşadığı kısır döngüyü biliyor.
-Size gelen danışanlarınız arasında hayatta başarılı olmuş, örneğin iş adamı, üst düzey yöneticiler var mı?
Defne Uğurluel: Var tabi ki... En başarılı olanlar bile yaşam koçu desteği alıyorlar. Liderler, siyasetçiler, başarılı insanlar, ünlüler hepsinin benzeri sorunları olabilir. İnsanlar, “Onun kaderi böyle ve başardı” der ama hayır, her insanın kaderi kendi çabasına bağlıdır. Araştırmacı insan her şeyde kazanır çünkü kendine yatırım yapar. Zihin sürekli öğrenmek ister. Ancak zihnin içine bir şey atmazsak da kendi kendini öldürür. Mesela 25 yaşında bir çocuk ODTÜ’yü kazanmış, bir ara psikolojik sorunlar yaşamış ve ailesinden ilk defa ayrılıp Ankara’ya gitmiş. Başka bir üniversiteyi tercih etmiş. Öğretmen, “Bu kadar çok bilgiyi aldın, her şeyi çok biliyorsun, beynini yaktın” demiş. O günden beri çocuk etrafta ‘Beynim yanık’ diye dolaşıyor. Bu çok önemli ve beyin asla yanmaz. Bir psikoloğa gidiyorlar, “Sende kafası çok iyi çalışan birinin hastalığı var” diyor. Bana geldi ve çözdük. Çocuk kendini tamamen kapatmış. 7 yıldır bununla uğraşmış. Okulu bırakmış, İstanbul’a dönmüş. Bundan çok etkilenmiştim.
Bir başka danışanım geldi, 21 yaşındaydı. Ortaokul çağında bir kıza arkadaşlık teklif ediyor. Kız da, “Biz seninle dost kalalım” diyor. O gün bir inanıyor ve kapatıyor kendini, 21 yaşına kadar hiçbir kadına yaklaşmıyor. Babası getirmişti, “Benim oğlumu çözün, bir takım korkularım var, ne oluyor” diye. İlk baktığımızda orada yaşamış olduğu travmayla birlikte duyguları kayıt yapıyor o yüzden de kimsenin yanına yaklaşamamış. Ve kendini gidip kadınlara ifade de edemiyordu. İşin garip tarafı sadece kadınlara karşı değil erkeklere karşı da böyle olmuş. Aslında bütün ilişkilerine yansımış. Bilinçaltı hep hatırlatır.
Başarısız olduğunuz bir danışanınız oldu mu?
Defne Uğurluel: Hiç olmadı. İnanmayan kişi zaten buraya gelmiyor. Kişi ben bu değişimi istiyorum dediği anda ise bu değişimi ve dönüşümü yaşıyor. Çünkü bilinçaltı kişiye aittir ve bu kapıyı da kendisinin açması gerekir ki biz de içeri girip oraları düzenleyip temizleyip çıkabilelim. Zorla olacak bir şey değil.
finansgündem.com
Bilinçaltı Terapisti
Defne Uğurluel