Öğrencilik, içinden geçerken anlaşılmasa da hayatın en güzel evrelerinden biri. Ancak onu iyi değerlendirmekte yarar var. Biz de iyi bir ‘öğrencilik kariyeri’ için neler yapılması gerektiğini 2015-2016 eğitim öğretim yılında fakültelerinden birincilikle mezun onlara sorduk. Fakülte birincilerinin dediğine göre, yüzlerce kişiyi aşıp, birincilik elde etmek o kadar da zor değil. Onların stratejisi; hedefi iyi belirlemek ve planlı çalışmak.
Siz yeter ki elinizden geleni yapın
Erman Akkuş (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Birincisi):
Üniversite sınavına hazırlanırken amaç yüksek puan almak oluyor. Çünkü yazacağınız yerleri tam bilmiyorsunuz. O yüzden ben; ‘olabildiğince yüksek bir puan alıp, iyi bir yere girip, girdikten sonra kazandığım yeri sevmek’ şeklinde bir strateji geliştirdim. Hazırlıkla birlikte yedi yıl okudum. Lisede ve daha önceki yıllarda da düzenli çalışan bir öğrenciydim. Üniversitede de öyle devam ettim. Sevdiğim için ilgili bir şekilde çalıştım. Fakültemizin tiyatro topluluğunda yer aldım. Sınav dönemlerinde ikisini birlikte yürütmek zordu. Ama vakti planlarsanız, yürüyebiliyor. İlk başta hedeflerinizi belirleyin.
YGS’ye hazırlananlara önerim, eksikliklerine uygun; gerekirse rehberlik danışmanlığı alarak bir çalışma planı hazırlasınlar. Böylece stresleri azalacak, çalışmaya konsantre olabilecekler. Sınava az bir süre kaldıysa, çıkması çok muhtemel konulardan eksiklerini belirleyip onlara daha fazla vakit ayırsınlar. Sonuç olarak çalışmak şart. Doğru ve planlı bir şekilde çalışmak önemli. Ama şunu da akıldan çıkarmamak lazım, hayatta varmak istediğimiz amaç değil, sınav. O yüzden ellerinden geleni yapmalarına rağmen olmazsa da, yenilgi duygusuna düşmek yerine yeni fırsatlar ve planlar üzerine düşünmelerini öneririm. Hayat olasılıklarla dolu.
Sosyal hayatınızı da yaşayın ama sınav dönemleri çalışın
Yaşar Şekerci (Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Birincisi):
Lise 9’uncu sınıftan itibaren hep Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni hedefledim. Matematik ve fen başarım düşük olduğu için, ailemi de dinlemeyerek sosyal bilimleri tercih ettim. İyi ki de dinlememişim. Yoksa hiçbir yeri kazanamayacaktım. 10, 11 ve 12’nci sınıfta düzenli çalıştım. YGS’de çok kötü bir puan aldım. Yıkılmıştım. İki aylık dönem içerisinde çalışmayı bırakmadım. LYS’de yüksek puan aldım ve okul puanımın da etkisiyle Türkiye 234’üncüsü oldum. Gerçekten sıkı çalıştım. Ama sosyal aktivitelere de katıldım. Arkadaşlarımla vakit geçirdim, gezdim. Halkla ilişkiler ve reklamcılık da istediğim bir bölüm olunca başarılı oldum. Birinci olmak gibi bir hedefim yoktu. Ama çalışmayı, projelerde önde olmayı sevdiğim için puanlarım yüksekti. Birincilik mevzusu, son yılın son bir ayında ortaya çıktı. Aynı zamanda Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde de çift anadal yapıyorum. Fransa’daki Bordeaux Montaigne Üniversitesi’nde İletişim ve Bilgi Bilimi bölümünde eş diploma yaptım. Oradan da mezun oldum. Artık üniversite mezunu olmak bir işe yaramıyor. Kendini geliştirmen, ön plana çıkarman gerekiyor. YGS’ye gireceklere önerim, stres yapmasınlar. İnsan ister istemez önemli olarak kabul ettiği bir sınavda, hedeflediği başarıyı yakalamak için çok fazla dikkat gösteriyor. Beynimiz de bize yardımcı olmak için adrenalin salgılıyor ki algılarımız açık olsun. Stres normal, önemli olan onu kontrol altına almak.
Zamanınızı iyi planlayın
Buse Hilal Aslan (İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Birincisi):
Sınava hazırlık süreci tabii ki herkes için sıkıntılı fakat fazla stres yapmamalarını öneriyorum. Öyle ya da böyle bu dönem de geçip gidecek. Yeter ki, zamanlamanızı iyi yapın ve hedeflerinizi belirleyip ona yönelik düzenli bir çalışma yürütün. Belirlediğiniz çalışma saatleri dışında kendinize de vakit ayırın. Bu sayede daha az strese girerek sınava hazırlanabilirsiniz. Aralıksız çalışmak fayda değil, zarar getirir. Her şey dozunda güzel, dengeyi yakalayın. Sınavdan sonra, sevdiğim şeyle de birleştirerek kendim için en doğru olduğuna karar verdiğim bölümü seçtim. Çünkü bu, lise okumak gibi değil. Bütün hayatını bununla geçireceksin ve onun üzerine kuracaksın. İlla birinci olayım diye çalışmadım. Hocaların anlattıklarını öğreneyim, iyi uygulayabileyim diye düşündüm. Pratiğe yönelik bir meslek olduğundan öğrenmediğim, kaçırdığım her şey ileride vaka olarak karşıma çıkacaktı. Sevdiğim için de çok zorlanmadım, birincilik elde ettim. Lisedeyken çok aktivite yapmadan, sürekli ders çalışırdım ama bunun doğru olmadığını anladım. Üniversitede kendimi sosyal alanda mutlu edip, enerji toplayıp ders çalışma zamanları belirledim. Bu dönemde biraz da eğlenmeye vakit ayırıyor insan. Çünkü karşına bir sürü fırsat çıkıyor. “Üniversiteye kapak attınız. Gerisi gelir” sözlerine inanmayın. Dersleri çok önemsememek de, sürekli çalışmak da olmaz.
Hürriyet
Anahtar Kelimeler: Kariyer , Öğrenci , Sınav , Tavsiye