Dünyanın birçok yerinde şirketler açık ofis çalışmayı tercih ediyor. Açık ofislerin hızlı iletişim kurma, daha samimi bir ortam gibi avantajlarının yanında çalışana özel alan olmaması, gürültü, klima anlaşmazlıkları gibi dezavantajları da var.
Teknoloji şirketleri başta olmak üzere çalışanların birbiriyle iletişim halinde olması ve işbirliği yapması hayati önem taşıyor. Fakat fazlasıyla iç içe olmak da verimliliği ve yaratıcılığı olumsuz etkileyebiliyor. Bu yüzden açık ofis çalışmayı reddeden firmalar da var. bbc.com’un haberine göre Microsoft’un Modern IT Innovation Group adlı biriminin yöneticisi Pankaj Arora ve ekibi açık ofis fikrini tartışmışlar, ama kendi küçük ofislerinde daha verimli olduklarına karar vermişler. Gerektiğinde kapılarını açıp sandalyelerini koridora çekerek birbirlerine danışabiliyorlarmış. (Ana fotoğraf)
“Önemli olan, ortak çalışmalar için birbirine yakın olacak şekilde kapalı bir yerde oturup yoğunlaşmak. Biz duvarları iletişime engel olarak değil, gürültüyü önleyici olarak görüyoruz,” diyor firmanın yöneticisi Arora.
Bugün birçok çalışan Arora gibi mahremiyeti ve yoğunlaşmayı sağlayacak bir sığınak arıyor. Çalışma arkadaşlarıyla aralarında fiziksel bir bariyer olmaksızın kalabalık masalarda oturmalarını gerektiren modern ofisin gürültü patırtısı çoğu kişiyi rahatsız ediyor. Bu durum açık ofisin ters tepmesi olarak adlandırılabilir; ama masrafları azaltacak şekilde açık ofise yatırım yapmış işyerlerinin bundan geri adım atması zor…
Ofisler fazla açık
ABD’de çalışanların üçte ikisinden fazlası işyerlerindeki gürültüden şikayetçi. Gensler adlı bir tasarım şirketinin yaptığı ankete göre, çalışanların yüzde 53’ünün, işe yoğunlaşmaya çalışırken başkaları tarafından rahatsız edildiklerini belirtiyor. Üstelik ankete göre, çalışanlar beş yıl öncesine kıyasla daha fazla yoğunlaşmayı, ama daha az işbirliğini gerektiren işler yapıyordu.
Gensler’in araştırması, işyerlerinde performansın 2008’den bu yana yüzde 6 düşüş gösterdiğini ortaya koyuyordu. Bunun en büyük nedeni ise işe yoğunlaşamamak.
Orta yol bulunabilir mi?
Gürültü sorununun çözümü, iş arkadaşlarıyla etkileşim ihtiyacı ile düşünme ve yoğunlaşma ya da özel bir telefon görüşmesi için sessiz ortam ihtiyacını dengeleyecek şekilde işyerlerini planlamaktan geçiyor. Bazı işverenler bu amaçla işyeri tasarım planlarına daha fazla sayıda küçük odalar yerleştirmeye başladı.
Bu odalar telefon seslerinden ya da gürültülü iş arkadaşlarından kaçmak isteyenlere sığınak oluyor. Ancak bir-iki kişinin sığacağı büyüklükte olan odalara bir masa ve sandalye de konabiliyor.
Microsoft’ta çalışma ortamı
Microsoft’ta bazı çalışanlar “mahalle” olarak adlandırılan ve açık planın yanısıra toplantılar, öze telefon görüşmeleri ve bireysel çalışmalar için çeşitli odaları içeren bölgelerde çalışıyor. Bu mahalleler dikkat dağıtan görsel etkenleri en aza indirmek için trafiğin yoğun olduğu koridorlardan uzak yerlere kurulu ve sadece bir ekibi konuk ediyor.
Microsoft’un global işyeri stratejisti Martha Clarkson bu konuda şunları söylüyor: “Dünyada bütün dikkatler işbirliği kavramı üzerinde yoğunlaşıp insanlar hep birlikte büyük bir odaya tıkılıyor; fakat bundan daha düşünceli olmanız gerekir. Mahremiyet sağlamadan insanları ortak bir yere toplamak işe yaramaz. Düşünmek için insanların yoğunlaşma odası, salon, avlu ya da açık hava yürüyüş yerleri gibi alternatif alanlara ihtiyacı vardır.”
İşyeri tasarım uzmanları, bazı özel odaların rezervasyonla kullanılması, bazılarının ise kim önce gelirse o kullansın anlayışıyla ele alınmasını öneriyor.
Türkiye’de özel oda oranı yüzde 32
Steelcase adlı işyeri mobilyaları tasarım şirketinin geçtiğimiz yıl 14 ülkede yaptığı bir araştırmada, çalışanların sadece yarısı işyerlerinde özel odaların bulunduğunu söylüyordu. Ülkelere göre bu oranlar şöyleydi:
Hindistan %71, Çin %70, ABD %68, Kanada %65, İngiltere ve Hollanda %64, Fransa, Almanya ve Belçika %45, Rusya % 39 ve Türkiye %32.
Bazı işyerlerinde ise açık ofis uygulaması bir adım daha ileri götürülerek ‘serbest adres’ denen iş alanları oluşturuluyor. Burada çalışanların belli bir masaları bulunmuyor, herkes istediği yere oturuyor. Daha fazla karmaşa yaratacağı farz edilse de bu uygulama ile insanlar hiç değilse sürekli gevezelik yapan birinin yanında her gün oturmak zorunda kalmıyor.
Yeni nesil sıcak bakıyor
Fakat Finlandiya’da yapılan bir araştırmada, 1980’lerde ve 90’larda doğan kuşağın açık ofiste çalışmaya karşı olmadığını ortaya koydu. Açık ofisin dezavantajları konusunda hemfikir olan bu kuşak, sosyalleşme, ekip halinde çalışma, yardımlaşma gibi avantajların daha çok öne çıktığını düşünüyor.
Ancak Microsoft’ta çalışan Arora ve genç ekibi kendi özel ofislerini korumaya devam ediyor. “Bazıları için açık ofis işe yarıyor olabilir, ama biz yoğunlaşma isteyen ya da konferans bağlantısı gerektiren durumlar için oldukça sınırlayıcı olduğunu düşünüyoruz,” diyor. “Aslında biz her iki uygulamanın da iyi yönlerini alıyoruz; özel ofislerimizde yoğunlaşabiliyor, koridorda birbirimizle irtibat kuruyoruz.”
yenibiris.com
Anahtar Kelimeler: Ömer Koç , Koç Üniversitesi , Koç Holding , Rahmi Koç , Vehbi Koç , Süleyman Soylu , Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı , Naci Ağbal , Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı , Türkiye , Japonya , Yiyecek , Sabancı Üniversitesi , Sakıp Sabancı , Güler Sabancı , Açık Ofis