Prof. Dr. Ayşe Soysal, Boğaziçi Üniversitesi’nin bir önceki rektörü. Prof. Dr. Soysal tam 40 yıldır bu üniversitede. Öğrenci asistanlığında başladığı üniversitede, bölüm başkanlığı, dekanlık, rektörlük yaptı, yaklaşık bir yıl önce de emekliye ayrıldı. Şimdi farklı yerlerde hocalığı sürdürüyor, ders veriyor.
“Bilgili, deneyimli olduğum konularda yazmak, çizmek, konuşmak gibi şeylere devam etmek istiyorum. Daha çok ailemle birlikte olacağım, keyif aldığım şeyleri yapacağım” diyen Prof. Dr. Soysal, eğitime dair tecrübelerini aktarmaya devam ediyor. Biz de kendisine bu kez üniversite sınavına hazırlanan adaylar için ulaştık. İki hafta sonra yapılacak YGS öncesi tercih yöntemleri ve önerilerini aldık:
KARAR SİZİN: Karar sürecinde herkes fikir verir, son kararı siz vermelisiniz. Bu sizin hayatınız, sizin geleceğinizdir, dolayısıyla karar da sizin kararınız olmalı. Üniversite tercihi, size yeteneklerinizi geliştirme olanağı tanıyan, başarılı bir geleceğin kapısını açan, ama aynı zamanda sizin tarzınıza uyan, sizi mutlu edecek, size dört yılı dolu dolu yaşatacak bir tercih olmalı. Zorla üniversite okunmaz. Babanız size, ‘Oğlum mühendis ol’ diyebilir. Ama siz kararınızı verirken, ‘Ben sahiden mühendis olmak istiyor muyum acaba? Ben ne olmak istiyorum?’ diye kendinizi sorgulamalı ve vereceğiniz yanıta göre tercih stratejinizi belirlemelisiniz.
MESLEK SAHİBİ Mİ YOKSA ADAM MI OLMAK İSTİYORSUNUZ?: Üniversiteye ya meslek sahibi ya da adam olmak için gidilir. Aile ve çevre meslek için yönlendirir, eskilerin tabiriyle ‘adam olmak’ içindir. Bugünkü ifade biçimiyle, kişinin kendini geliştirmesidir. Tabii ki bu amaçların ikisini aynı anda, birlikte gerçekleştirmek mümkün. Eğer meslek sahibi olmak sizin için daha önemliyse, işverenlerin, şirketlerin hangi alanda eğitim almış insan kaynaklarına ihtiyaç duyduklarını araştırmalı ve tercihinizi ona göre yapmalısınız. Ben iş dünyasına pek ilgi duymadım, ikinci yolu, yani kendimi geliştirme yolunu hedefledim; bu tercihimle her zaman barışık yaşadım.
BUGÜNÜN DEĞİL, YARININ MESLEKLERİNE YÖNELİN: Aslında üniversite, öğrencilik bittiğinde, yani mezuniyet sonrasında sizin nasıl bir birey olarak hayata atılacağınızı şekillendiren kurumdur. Etkisi, katkısı ilerideki yıllarda ortaya çıkar. Tercih yaparken ileriyi, yani mezuniyet sonrasını göz önünde tutmalısınız. Eğer sizin için meslek sahibi olmak önemli ise bugünün mesleklerine değil, yarının mesleklerine yönelin. Sizler yarının çalışma hayatında kariyer yapacaksınız. Onun için kendinizi, aynı alandaki diğer kişilerden daha yetkin, daha donanımlı, daha çok aranan, daha çok istenen, daha az bulunan bir mezun olarak yetiştirmenin yollarını aramalısınız. Herkesin yaptığını değil, az kişinin yaptığını tercih etmek, daha iyi bir fikir olabilir.
BÖLÜM DEĞİL, ÜNİVERSİTE SEÇİN: Tercih etmeyi düşündüğünüz mesleğin eğitimini almış, o meslekte bizzat çalışmış kişilerle konuşmak, sağlıklı tercihin olmazsa olmazıdır. Bölüm değil, üniversite seçin. Birbirine yakın disiplinlerin lisans eğitimleri aslında birbirinden o kadar farklı değil. Birinde okurken diğeri hakkında, ileride o diğer konuda master yapabilecek düzeyde bilgi edinirsiniz. Yakın bölümler arasında mezuniyet sonrasında hayli esnek bir geçirgenlik var. Onun için puanınızın sizi yerleştirebildiği en iyi üniversiteye girin derim.
***
Üniversite seçerken bunlara dikkat!
* Öğretim kadrosu: Bölümde kaç hoca var? Daha önemlisi, kaç tam zamanlı öğretim üyesi var? Doktoralarını nereden almışlar?
* Eğitim programı: Lisans eğitim programları, bölüm dersleri ile diğer disiplinlerden alınan seçmeli derslerin harmanlanması ile oluşturulur. Üniversitenin web sayfasına bakın. O dönem kaç tane bölüm ve seçmeli ders açılmış? Ders açma zenginliği olan yerleri tercih edin. Onlar donanımlı üniversitelerdir. Az ders sunan yerler, eğitimi ucuza mal etmeye çalışanlardır, onlarla ilgilenmeyin.
* Kampüssüz üniversite olmaz. Apartman katında eğitim veren yerlerden uzak durun.
* Üniversite kütüphanesini, kitap okumaya meraklı olmasanız bile gezin. Bir üniversitenin üniversite olma iddiası, kütüphanesine ayırdığı kaynakla ölçülür. Siz, ‘Bu üniversite kendi özkaynaklarından kütüphanesine kaç para harcıyor?’ diye sorun. Tatmin edici bir yanıt alamazsanız o üniversiteyi tercih listenizden düşün.
* Mezunlar: Üniversite ne üretir derseniz, mezun üretir. Sizler şu an adaysınız, dört yıl sonra ürün olacaksınız. Bir üniversitenin marka değeri, mezunlarının toplumdaki yeri ile belirlenir. Üniversiteleri değerlendirmenin en sağlıklı yöntemlerinden biri, mezunlarını incelemektir. Önde gelen şirketlerin yöneticileri hangi okullardan, hangi programlardan mezun? Eleman aranıyor ilanları hangi üniversitelerin mezunları bize başvursun diyor? Başarılı araştırmacılar hangi üniversitelerde eğitim görmüşler? Bu soruların cevapları sizleri doğru tercihlere yönlendirecektir.
Hürriyet
Anahtar Kelimeler: Prof. Dr. Ayşe Soysal , Üniversite , Ders , Boğaziçi üniversitesi