Ataması yapılmayan öğretmenlerin sorunları ve talepleri
ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜK
Bizler atanmayan 400 000 öğretmeniz. Eğitimde yapılan hatalı planlamanın 400 000 kurbanıyız. Hepimiz atanacağımızı ümit ederek okuduk. Eğer atanmayacağımızı bilseydik daha önce başka alanlarda başarılı olmak için meslek sahibi olabilmek için çabalardık. Yani biz üniversitelere alınmasaydık ve yığılan bölümler kapatılsaydı şu anda hayatımızı devam ettirebilmek için kendimize başka çözüm yolları arıyor olurduk. Ancak şimdi atanmaktan başka çaremiz yok.
Hepimizin yaşı geldi de geçiyor bile bu yaştan sonra hangi konuda çırak olalım?
Hangi konuda usta olalım?
Hangi konuda uzman olmaya çalışalım?
Geçimimizi sağlayacak hangi işi öğrenmek için çabalayalım?
Hepimiz en kritik zamanlarımızı okul sıralarında geçirdik. Atanma ümidiyle her yıl sınavlara hazırlandık. Olmadı maalesef olamadı. Eğitim sistemi öğretmenleri at gibi birbiriyle yarıştırıp durdu. Bir bakan bir bölüme ağırlık verdi diğer bakan diğer bölüme ağırlık verdi böyle böyle her atama dönemi geçip gitti. Şimdi zamanında sınava bile girmeden öğretmen olanların gözünde 80 puanla atanamayan insanlar cahil ve tembel kaldı.
Ne yapalım şimdi biz?
Bizi duymayan duymak istemeyen, görmeyen görmek istemeyen partilere neden oy verelim?
Herkes topu kendi dışındaki kişilere atıyor. Peki bu durumun çözümünde sizin elinizden gelen hiçbir şey olmayacak mı? Herkes sorunun çözümüne ilişkin çalışmalar başlatmak yerine neden başkasını suçlama politikasıyla hareket ediyor? Biz zaten bizim için çalışanları fark ederiz. Ancak hakkımızda başlatılan hiçbir çözüm önerisini göremedik. Biz gerçek bir çözüm yolu ve eğitim planı istiyoruz.
430 000 mezuna 37 000 atama verildi. Geriye kalan 400 000 mezun… önlem alınmazsa yığılmaya devam edecek. Biz bu durumun düzeltilmesini istiyoruz. 430 bin mezuna 40 binlik yeni bir atama talep ediyoruz.
Ayrıca üniversitelere alımların artık kontrollü olmasını, ataması yapılmayacak olan bölümlere alımların azaltılmasını… Eğitimin kalitesini arttıracak ve kimseyi zor durumda bırakmayacak yeni bir planlama yapılmasını istiyoruz. Lütfen bizi dikkate alın ve bu konuda çalışma başlatın.
Saygılarımla…
Teşekkürler.
Atanamayan öğretmenler
Bu dosyada yazılanlar 430 bin öğretmen adayının duygularını anlatmaktadır ve bazı analizler belirtilmek istenmiştir.
Bir ÖĞRETMEN olarak daha doğrusu atanamayan 430 bin öğretmenin sesi olarak bizler bu ülkede düşüncelerimizi ve eleştirilerimizi söylemekte özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı da, başbakanı da, bakanları da, milletvekili de, doktoru da, avukatı da, mühendisi de kısacası devlet büyüklerimizin hepsi ve geriye kalan tüm meslekler bir öğretmenin elinden geçmeden bu kadar yücelmez ve bu seviyeye gelemezler. Böyle kutsal bir mesleğin ülkemizde ki değerini görmek istiyoruz.
Ülkemizin şu an ki öğretmen açığı, norm durumları, KPSS’ ye giren öğretmen aday sayısı ve buna benzer birçok veriler ortada. Bunun haricinde düz hesap olarak söylersek şu acı gerçekte ortada.430 bin öğretmen adayı olan bir ülkede 130 bin e yakın bir açık sayısı ve bunu karşılamak için verilen 37 bin kadro sayısı… Peki ya geriye kalan öğretmen adayları ne yapacak? Simitçilik mi? Manavcılık mı? Biletçilik mi? Seyyar satıcılık mı? Sizlere sorarız.
Ey devlet büyüklerimiz! Bizler bu dünyanın vazgeçilmez bir parçasıyız. Biz öğretmenler olmasaydık sizlerde su an o koltuklarda olmayacaktınız. Öncelikle bizlerin bu ülkede değerimizin anlaşılmasını istiyoruz. Bu kadar öğretmen adayı varken bu kadar açık varken 37 binin çok düşük ve çok acı bir kadro sayısı olduğunu dile getirerek bu mağduriyetimizin hem kasım hem de şubat atamalarıyla giderilmesini talep ediyoruz. 430 bin öğretmen adayı yaklaşık 3 milyon insan demektir. Biz zengin bir ülkeyiz her ne kadar farklı görülse de bizim bu yıl toplamda 100 bin kadro verecek bir bütçemiz olduğunun kanısındayız. Bu cümleyi kurarken bile zorlanıyoruz. Çünkü ülkemizin eğitim anlayışı bir maliyenin ağzına bakar duruma gelmemelidir. Duygularımızı bir kenara bırakıp sizlere bazı verileri sunmak isteriz.
ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SAYISI 69 İLDE 71 BİN 960
Ülkemizin sendikaları, her yıl olduğu gibi bu yılda Türkiye genelinde ücretli öğretmen araştırması yaptı. Ancak ücretli öğretmen sayısına ilişkin sendikaların tespit ettiği rakamlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretli öğretmen sayısına dair dillendirdiği rakamların hayli uzağında. Sendikalar, 81 İl Valiliğine Türkiye’deki ücretli öğretmen sayısına ilişkin bilgi istedi. Bu taleplerine 69 İl Valiliğinden cevap geldi. Ücretli öğretmen sayısını sendikalara göndermeyen 12 il şunlardır: Artvin, Aydın, Bolu, Diyarbakır, Hakkâri, Kastamonu, Mardin, Ordu, Osmaniye, Siirt, Van, Yozgat.
69 İLDE ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SAYISI 71 BİN 960
İl Valiliklerinden gelen bilgilere göre; 69 ilde ücretli öğretmen sayısı 71 bin 960’dır. Bu rakam geçen yılki araştırmamızda 68 ilde 55 bin 987 idi. Dolayısıyla 1 yıl içinde ücretli öğretmen sayısındaki artış dikkat çekicidir.
Öte yandan bu yıl bilgi vermeyen illerden geçen yıl gelen rakamları yeni ücretli öğretmen tablosuna dahil edersek, Türkiye’de ücretli öğretmen sayısının 78 ilde 79 bin 765’e ulaştığını göreceğiz.
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN 28 BİN 178’İ EĞİTİM FAKÜLTESİ MEZUNU
Yaptığımız araştırmaya göre ücretli öğretmenlerin 28 bin 178’i eğitim fakültesi mezunu, 30 bin 32’si lisans mezunu, 12 bin 697’si ön lisans (iki yıllık meslek yüksekokulu) mezunudur.
Ülkemizde öğretmen açığını kapatamadığınız müddetçe eğitimde istenilen değişim, dönüşüm asla yaşanamayacaktır. Hele ki ücretli öğretmenlik gibi bir istihdam modeliyle eğitimde kalite ve verimi sağlamayı düşünmek, uluslararası alanda ‘ben de varım’ diyebilmek hayaldir. Kadrolu öğretmen istihdamı azar azar yapılırken, ücretli öğretmen istihdamının ulaştığı rakamlar endişe vericidir. Son olarak MEB ağustos ayında 37 bin öğretmen ataması yapmıştır. Seçimler öncesinde bir müjde ile hem kasım hem de şubat aylarında 40 bin ek atama talep etmektedir ve bu sözü beklemekteyiz. 40 bin ek atama, öğretmen açığının giderilmesine ciddi bir merhem olacaktır. Zira ücretli öğretmen sayısı 80 bine dayanmışken, 2015 yılında 100 bin kadrolu öğretmen ataması zorunluluk haline gelmiştir.
Ücretli öğretmenlerimizin hiçbir güvencesi yoktur. Girdikleri ders başına ücret almaktadırlar. Aylık gelirleri ise 600-700 TL civarındadır. Bu durumda MEB’e soruyoruz: Bu uygulama sömürü değil de nedir? İnsan haklarıyla, hukukla bağdaşmakta mıdır? Öğretmenlik mesleğiyle ilgisi olmayan, özel uzmanlık gerektiren alanlarda bile açık öğretim mezunlarının ya da iki yıllık ön lisans mezunlarının ücretli öğretmen olarak görevlendirilmesi doğru mudur?
MEB’in şapkayı alıp önüne düşünmesi gerekmektedir. Türkiye ya giderek sayıları artan ücretli öğretmenlerle yoluna devam edecek ya da ücretli öğretmenlik uygulamasına son vererek, kadrolu öğretmen istihdamını, dolayısıyla da hakkaniyeti, kaliteyi, sağlıklı bir eğitim-öğretimi okullarımızda hâkim kılacaktır. Ücretli öğretmen uygulaması artık son bulmalıdır. ”
Bir diğer husus pedagojik formasyon verilmesi durumudur. Ülkemizde o kadar atama bekleyen öğretmen adayı varken bir de bu durumun ortaya çıkması öğretmenlik istihdamı arttırmıştır. Pedagojik formasyon veren kurumlar bu istihdamı düşünerek neden kontenjan sayılarını arttırmadıklarını sorarız? Böyle bir durumda kadro bekleyen öğretmen sayısında artma olup ülkemizde ki öğretmenlerin değeri giderek zayıflamaktadır. Madem böyle bir konu gündeme geliyor o zaman bu istihdamın,
genel olarak kontenjan sayılarına yansıması gerekirdi. Bu sebeple eylül ayında açıklanan 37 bin kadro sayısı bizlere hayal kırıklığı yaşatmıştır. Fakat kasım ve şubat aylarında 40 bin öğretmenin ek ataması yapılması durumunda bu sorunun çözüleceği kanaatindeyiz.
Bütün bu sorunların yanında bir de asıl adı haksızlığı haksızlıkla kapatmak olan alan değişikliği konusu vardır. 4+4+4 sisteminin kurbanı olan binlerce sınıf öğretmenine, branş öğretmeni olma hakkının tanınmasıyla branş öğretmenleri fazlasıyla mağdur edilmiştir. Atama bekleyen binlerce öğretmen varken böyle bir durum biz asıl öğretmenlerin ve eğitimin niteliğini düşürmektedir. Ülkemizde eğitim ve öğretim nereye gidiyor? Alanı olmayan öğretmenlerin, öğrencilere nasıl faydalı bir eğitim vereceğini sorarız sizlere?
2003-2015 yılları arasında KPSS ’ye toplam 2 milyon 996 bin 742 işsiz öğretmen girdi. Ancak bu öğretmenlerin 510 bin 896’ sı yani yüzde 17 ‘si öğretmen olarak atanabildi. Geriye kalan yüzde 83 ‘ lük dilimi yeniden KPSS ‘ ye girme ya da başka alanlarda çalışmak zorunda kaldı. Atanma oranlarının yıllara göre değişimine bakıldığında son 5 yılda giderek arttığı görülmektedir. Bu durum Türkiye de eğitim sisteminin her geçen gün artan sorunlar olarak zirveye doğru çıkmaktadır.
Saygı değer devlet büyüklerimiz, 37 bin öğretmen ataması gerçekleşen eylül ayında, tercih yapan öğretmen sayısı ve acı tablo ortadadır. Başvuru yapan tam 162,005 öğretmen adayı vardır. Yani verilen kontenjan sayısından 4,5 katı kadar fazladır ve bir ümitle tercihini yapmışlardır. Bu sayının çok fazla olması 2.ve 3. bir öğretmen atamalarının yapılması gerektiğinin sinyallerini vermektedir. Ayrıca daha da acı olan bir durum branşlara verilen kontenjan sayılarıdır. Bazı branşlara yapılan başvuru sayısı verilen kontenjan sayısı nı 5-6 katıdır. Bunlar gözden geçilmediği sürece genel olarak bu istihdam daha da artarak yaşanacaktır. Bu sorunların nasıl çözüleceği bizlerce bilinmektedir. Ücretli öğretmenliğin önüne geçerek, zorunlu emeklilik getirerek, pedagojik formasyonları kaldırarak, sınıflarda ki öğrenci sayıları azaltılarak ve okullar yapılarak ülkemizin bu ciddi sorunu çözülebilir durumdadır. Fakat 2015 yılının en büyük sorunu verilen kontenjan sayısıyla memnun edilmeyen öğretmen adaylarıdır. Bu sorunun çözülmesi için hem KASIM hem de ŞUBAT atamaları yapılıp bizleri memnun edecek ve ülkemizin gelişmişliğine katkı sağlamamız için engeller kalkacaktır.
Hükümetimizin, öğretmenlerin sesini duyacağından ve memnun edeceğinden hiç şüphemiz yoktur. Sizlerden hem KASIM hem de ŞUBAT ataması sözü vermeniz için ve bunun gerçekleşmesi için heyecanla bekliyoruz…
430 BİN ATANAMAYAN ÖĞRETMEN ADAYI
Kaynak: Kamu express
Anahtar Kelimeler: atanamayan öğretmenler , atanamayan öğretmen sayısı , ücretli öğretmen , MEB , ÖSYM , Atanamayan Öğretmenler , Atanamayan Öğretmen Sayısı , Ücretli Öğretmen