İşte Başbakana yazılan mektup;
Sayın Başbakanım,
Öncelikle seçimlerde göstermiş olduğunuz başarıdan dolayı tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Türkiye’de faaliyet gösteren 1000 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı 10 bin çalışanı işe alınırken, devlet memurlarında aranan genel şartlar yanında, görevin niteliğine göre; 4 yıllık yükseköğrenim, kamu personeli seçme sınavı puanı, yabancı dil ve bilgisayar bilgisi gibi şartlara tabi tutuluyor. Memur gibi işe alınan, memur gibi görev yapan ama işçi statüsünde çalışan vakıf görevlileri kadro istiyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında asli görevler için vakıf müdürü, sosyal yardım ve inceleme görevlisi, muhasebeci, büro görevlisi, yardımcı hizmetli unvanları ile çalışanlar bulunuyor. Vakıf personeli belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılıyor. Vakıf çalışanları imzaladıkları sözleşme neticesinde de 4857 Sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışıyor. Sosyal güvenlik açısından da SSK’lı olarak işçi statüsündeler. Memur gibi iş güvenceleri, memurların yararlandığı sosyal ve mali hakları ve tayin hakları bulunmuyor. Başka bir ilde çalışan hanımla evlenmeleri halinde, memur gibi eş durumundan tayin şansları yok. Ancak çalıştıkları vakıf ile gidecekleri vakıf arasında ikili görüşmelerle vakıflara transfer olabiliyorlar. Bu da oldukça zor. Böyle bir durumda kıdem tazminatımız iptal oluyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kamuoyunda fak-fuk fonu (fakir fukara fonu) adıyla bilinen sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonunda toplanan kaynağı, ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni olarak dağıtmak üzere çalışıyor. Vakıflar; illerde vali, ilçelerde kaymakamların başkanlığında faaliyet gösteriyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine istinaden Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede 1986/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi ekinde yer verilen resmi senet ile Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuşlardır. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 3 üncü maddesinde Türk Medeni Kanunu’na göre kurulan Vakıflar “Yeni Vakıf” olarak adlandırılmıştır. Mezkûr Kanun’un 4 üncü maddesinde Vakıfların özel hukuk tüzel kişiliğine sahip oldukları açıkça hükme bağlanmış olup yetkili karar organı Mütevelli Heyetidir.
Bu açıdan bakıldığı kaynağını devletten almayan, bizim gibi devlet işi yapmayan vakıflardan bir farkımız kalmıyor, yaptığımız işin kamu işi olmasına rağmen kamu kurumu sayılmıyoruz; halbuki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları her kademedeki çalışanıyla ihtiyaç sahiplerine asli görevleri kapsamında; gıda, kömür, barınma(Ev yapım-ev onarım) ve parasal yardımlar sağlıyor. Vakıflar bu gibi asli görevleri yanında, mevzuat değiştikçe devletin yüklendiği sosyal sorumluluklarla ilgili faaliyetleri de yürütüyor. 2022 sayılı yasa kapsamında gerçekleşen faaliyetler şöyle sıralanıyor:
– 65 yaş aylığı
– Engelli aylığı
– Engelli yakını aylığı
– Evde bakım aylığı bağlanması işlemleri
-Öksüz, yetim ve asker çocuğu yardım programı
-Muhtaç asker ailelerine yönelik düzenli nakit yardım programı
-Eşi vefat etmiş kadınlara yönelik düzenli nakit yardım programı
-İşe başlama işe yönlendirme yardımı
– Genel Sağlık Sigortası uygulamasında gelir tespiti işlemleri
– Eğitim, yaş ve sağlık durumuna göre yapılan şartlı sağlık ve eğitim yardımları.
Vakıfların ayrıca, terörle mücadele ve doğal afet gibi özellikli durumlarda da yardım yapma görevi bulunuyor.
Bu açıdan bakıldığı zaman yaptığımız işlere bakarsak kamu kurumu olduğumuz aşikardır; fakat kamu kurumu sayılmamakta olup bize yön veren yapacağımız işlerin nasıl olmasını gösteren, yaptığımız işlerde logosu olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bizleri kendi çalışanı saymamakta olup; bizim kamu kurumu olduğumuzu görmezlikten gelmektedir.
Sorunun kaynağı da biz çalışanlar için budur aslında. Biz çalışanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına yukarıda belirtmiş olduğumuz kamu işlerini yaptığımızdan dolayı kurum olarak kamu tüzel kişiliği statüsünün getirilmesini istiyoruz. Bunun için bizimle ilgili kanun değişikliğinin olması gerektiğini biliyoruz ve Sayın Başbakanım sizden isteğimiz Taşeron işçilere bile kadro verilecek bu süreçte, asıl kamu işini yapan kurumumuzun kamu tüzel kişiliği sayılması ve biz çalışanlara da kadro verilmesidir.
Saygılarımızla arz ederiz.
Kaynak: Kariyermemur
Anahtar Kelimeler: SYDV , Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı , Ahmet Davutoğlu