Büyük şirketlerin insan kaynakları politikalarına bu güçlü kadınlar yön veriyor. Stratejik düşünme becerileri ve empati düzeylerinin yüksekliği onları zirveye taşıyor. İşte, kadın İK’cıların kariyer öyküleri ve adaylardan beklentileri… Para Dergisi’nden Ezgi Güler hazırladı.
HER şirketin en kıymetli varlığı kuşkusuz çalışanları. İnsan kaynakları da o çalışanların bugün, yarın ve gelecekte çalıştıkları şirketle birlikte nasıl büyüyeceklerine dair planlar yapan, şirketin kültürüne çalışanlarıyla birlikte şekil veren, şirket değerleri ile insani değerleri bütünleştiren ve çalışanların kendilerini ifade edip potansiyellerini ortaya koyabilecekleri bir ortam yaratan bölüm. Bugün insan kaynakları dünyasında kadın yöneticilerin ağırlığını görüyoruz. Kadınlar İK dünyasını, İK dünyası ise kadınları çekiyor. Sadece ülkemizde değil globalde de insan kaynakları sektörü kadın egemen bir topluluk. Amerika ve Avrupa’da yapılan araştırmalara göre, insan kaynakları sektöründe kadınların oranı yaklaşık yüzde 70 ve kadın çalışan oranı artmaya devam ediyor.
KADIN AĞIRLIĞI FAZLA
Bu, elbette kadın yöneticilerin erkek insan kaynakları yöneticilerinden daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. Kadınların bir kariyer alanı olarak insan kaynaklarını tercih etmesinin nedenleri, yönetim, organizasyon ve problem çözme becerilerinin çok gelişmiş olmasına dayanıyor. Bu yetenekleri de onları erkeklere oranla daha fazla bu alanı tercih etmeye yönlendiriyor.
Oxygen Consultancy Genel Müdürü Zeynep Doğrul Aşar kadın erkek ayrımı yapmaksızın iyi bir İK’cının özelliklerini şöyle özetliyor: “Muhakeme yeteneği, analitik ve stratejik düşünme becerisinin yanı sıra problem çözme, proje yönetimi, pazarlık gücü, kriz yönetimi, proaktif çözüm bulma ve pratik zekalarının yüksek ve empati yeteneklerinin gelişmiş olması şeklinde sayabiliriz. Toplumsal olarak aile yapımıza baktığımızda kadınların ailenin tüm işleyişinin yönetimini üstlenen, koordine ve organize eden rolleri, değişime hızlı adapte olabilmeleri, pratik zekaları ve anaçlıkları ile bu sektörün temelini oluşturan stratejiyle örtüştüğünü düşünüyorum.”
Kadın İK yöneticileri hemen her sektörde varlığını güçlü bir şekilde hissettiriyor. Biz de bu kadınları merak ettik ve onların öyküsüne yer vermek istedik bu hafta. Bulundukları konuma nasıl geldikleri, neden insan kaynaklarında kariyer yaptıklarını ve bugünün zorlu iş dünyasında yetenekler nasıl elde tuttuklarını merak ettik ve onlara işe alımda adaylardan en büyük beklentilerinin ne olduğu sorduk. İşte yanıtlar…
Basmakalıp cevapları sevmiyor
Nursel Ölmez ATEŞ / Ford Otosan İnsan Kaynakları Direktörü
İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1995 yılında mezun olan Nursel Ölmez Ateş, aynı yıl Migros Türk T.A.Ş.’de Metot Organizasyon ve Planlama Departmanı’nda uzman yardımcısı pozisyonu ile iş hayatına başladı. Ar-Ge, Planlama, Proje Yönetimi departmanlarında yönetici olarak çalıştıktan sonra, 2003’te Migros’un yurt dışı operasyonlarından Ramenka-Ramstore’a İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı. İnsan Kaynakları ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak beş yıl Rusya’da kariyerine devam eden Ölmez, 2008’de Türkiye’ye döndüğünde önce Koçtaş, ardından Ford Otosan’da İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü olarak çalışıyor.
2013 yılında Koç Topluluğu içinde kurumsal koçluk yapmaya başlayan ve toplam 20 yıllık kesintisiz iş yaşamında deneyimi bulunan Ateş, kariyerinin son 13 yılında üç farklı şirkette üst düzey İK Yöneticiliği pozisyonunda görev aldı. Ford Otosan’daki 11 bine yakın çalışanın insan kaynakları süreçlerini toplamda 170 kişilik bir İK ekibi ile yöneten Ateş, işe alımda adaydan kendisini açık bir biçimde ifade edebilmesini bekliyor. “Kişisel farkındalığı yüksek adayları özellikle takdir ediyorum. Görüşmeye basmakalıp cevaplarla hazırlanarak gelen adaylar kesinlikle beklentimi karşılamıyor. Adaydan beklentim ne istediğini bilmesi. Entellektüel olarak belli bir birikimi olması da adayda fark yaratıyor” diyen Ateş, sonuç odaklı bir şirkette hedef bazlı çalışmayan, yenilikçi vizyoner bakış açısı baskın bir şirkette değişime ayak uydurmakta zorlanan ve gelecekten çok bugüne odaklanan adayın başarılı olamayacağını söylüyor.
Yeniliğe açık mı diye bakıyor
Canan SOYBAKIŞ / Hilti Türkiye İK Direktörü
Galatasaray Lisesi’nden mezun olmasının ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitiren Canan Soybakış 15 yıl boyunca reel sektörde satış, lojistik ve planlama süreçlerinde tecrübe edinmesinin ardından yönünü insan kaynaklarına çevirdi. Beş yıldır Hilti Türkiye’nin İK Direktörü olarak görev yapan Soybakış, çalışanların dinlenmesine ve fikirlerinin değerlendirilmesine yönelik çeşitli inisiyatiflerin hayata geçirilmesine ön ayak oldu ve Şeffaf Oda, Aklında Ne Var Toplantıları, Çalışan Memnuniyeti Anketi sonuçlarını değerlendiren komite, çalışanların istediği gibi bir ofis tasarım komitesinin kurulması gibi çeşitli komiteler oluşturmayı başardı.
İşe alım yaparken adaylardan beklediği özelliklerin başında ise yeniliklere açık olmaları, kendilerini geliştirmeye istekli olmaları ve pozitif bir bakış açısına sahip olmaları geliyor. “Kişisel değerlerin kurum kültürü ile uyumu da bizim önemli kıstaslarımızdan. Hilti’nin kurumsal kültürü dürüstlük, cesaret, takım çalışması ve adanmışlık değerleri üzerine kurulu” diyen Soybakış, ekipteki çalışanların bu değerler ile örtüşebilecek yapıda olmasını önemsediklerini aktarıyor.
Pozisyon üstü yaklaşıma sahip
Bahar Özen ŞANSAL / Pfizer Türkiye ve Kafkaslar İnsan Kaynakları Direktörü
1997 yılında Koç Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan Bahar Özen Şansal 2000 yılında Pfizer’e katıldı ve satış, pazarlama, strateji, iş geliştirme ile ilgili birçok farklı alanda değişik görevler aldı. 2012 yılının sonunda insan kaynakları macerasına başlayan Şansal, yaklaşık 1100 kişilik bir ekibin tüm İK süreçlerinden sorumlu. Son bir iki yılda doğum günü izni, Hayalin İçin İzin Senin (sabbatical leave), Dilediğin Yer İşyerin (Homeoffice), Vitamin (enerji vericiler) gibi uygulamalar onun öncülüğünde hayata geçti.
İşe alımda pozisyon üstü bir yaklaşım aradıklarını belirten Şansal, “Adayları sadece başvurmuş oldukları pozisyon kapsamında değil ileride Pfizer yöneticisi olarak yetiştirilecekleri düşüncesiyle işe alıyoruz. Bunun en temel nedeni de divizyonlar arası rotasyonun çok sık yapılıyor olması. Farklı departmanlarda farklı sorumluluklar vererek yeteneklerimizi daha donanımlı birer lider olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz” diyor ve bu nedenle tüm işe alım süreçlerinde merak, iştah, gelişime açıklık, değişimi yönetme becerisi, adayın öğrenme becerisi ve bireysel farkındalığın aradıkları en temel özellikler olduğunu söylüyor.
Yaklaşımı, sistem değil değer temelli
Şerife Füsun ÖMÜR / Akkök Holding İnsan Kaynakları Direktörü
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra Marmara Üniversitesinde MIS konusunda yüksek lisansımı tamamlayan Şerife Füsun Ömür, 2009 yılından beri Akkök Holding İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalışıyor. Aynı zamanda grubun Akhan şirketinde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor ve Holding Etik Kurulu ile Riskin Erken Teşhisi Komitesi Üyesi. Akkök Holding’den önce ise Koç Holding ve Arçelik’te İnsan Kaynakları, Stratejik Planlama, Finans ve Muhasebe konularında çeşitli seviyelerde yöneticilik yapmış olan Ömür, bu süreçte insan kaynakları alanında aldığı rollere bağlı olarak ücretlendirmeden performans sistemine kadar birçok farklı İK sürecinin yeniden yapılandırılmasını yönetti.
İnsan kaynakları alanında yaklaşık 15 yıllık bir deneyime sahip olan Ömür, grupta gelecekteki Akkök liderlerinin şirket bünyesinde yetişmesi için ‘Akkök Yetenek Yönetim Modeli’ni oluşturmak gibi önemli sorumluluklar üstlendi ve lider gelişim programlarının başlatılmasına ön ayak oldu. Ölçüm metodolojilerinden vazgeçmek gibi radikal kararlar alan Ömür, çalışan motivasyonunu ve bağlılığını ölçmekten vazgeçerek bunun yerine ‘Great Place To Work–Çalışmak için En İyi Yer’e yatırım yapmaya karar verdi.
Ömür bu süreçleri şöyle açıklıyor: “Sistemlerden çok, değerler iş hayatında daha büyük bir yer kaplıyor. Değerlerin gelecekte daha da büyük önem kazanacağını gördüğümüz için bu alana ve altını çizerek belirtmek isterim ki güvene odaklandık” diyor.
“İK sizce neden bugüne dek daha çok kadınlara hitap eden bir alan oldu?” diye sorduğumuz Ömür, sorumuzu şöyle cevaplıyor: “İnsan kaynaklarının yaptığı sistemin mükemmel hedefine ulaşması için uygulayıcıların sorumluluk alması ve çalışanlarla doğru iletişimi kurması çok önemli. Bu yüzden İK, ‘2+2’den farklı bir çalışma alanı. Bu alanda empatiye, hissetmeye, dinlemeye, sezgiye ve sabra çok ihtiyaç duyuluyor. İş dünyasında erkekler için ana unsur kazanmak iken, kadınlar ilişkilerdeki dengeyi sağlamaktaki hassasiyetlerinden ötürü uzlaşma ve kazan-kazan duygusunun yaratılmasında daha başarılılar.”
Değişime uyum en önemli kriteri
Yasemin BİNGÖL / Arvato Telekomünikasyon İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi
1997 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden mezun olan Yasemin Bingöl, bir mühendislik firmasında iş hayatına atılıyor ve İK yolculuğuna Bersay İletişim Danışmanlığı’nda başlıyor. Daha sonra sırasıyla Toyota Grubu şirketlerinden Toyotetsu, Ergo Holding, Benteler Otomotiv’de yönetici olarak insan kaynakları süreçlerinde yer alıyor. Ağustos 2013’ten itibaren Arvato İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak çalışan Bingöl, aynı zamanda akredite koç olma yolunda ilerliyor.
Çalışma hayatının 15 yılını İK’da geçiren Bingöl, 30 kişilik bir ekibi yönetiyor ve işe alım yaparken adaylardan başvurdukları pozisyonu ve şirket kültürünü anlamaya yönelik mümkün olduğunca çok soru sormalarını bekliyor. “Adayların, işi, şirket kültürünü iyi anlamaları ve bunu kendi beklentileri ile karşılaştırmaları son derece önemli. Şirketin beklediği ile adayın beklediği ne kadar örtüşürse, kişinin şirkete/pozisyona uyumu ve başarması o kadar kolay olur” diyen Bingöl, hemen hemen her pozisyon için “değişime liderlik etme/değişime uyum” ve “kendi/ekip gelişimini önceliklendiriyor olmak” yetkinliklerine dikkat ettiklerini söylüyor.
“Ne yaparsa heyecanla yapmalı”
Seda KOYTAK / Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. İK Müdürü
2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nü bitiren Seda Koytak, iş hayatına 2004 yılında Profil International’da İşe Alım Danışmanı olarak başladı. Ardından 2007 yılında Toyota Türkiye İnsan Kaynakları ekibine katılıyor. İşe alım, performans yönetimi, iç müşteri yönetimi gibi önemli fonksiyonların yapılandırılmasında aktif rol alan Koytak, 2013 yılı başında Toyota Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü oldu.
11 yıllık İK deneyimi olan Kaytak, Y kuşağı bir yönetici olarak Toyota Türkiye ailesine katılacak kişiyi seçerken yaygın yaklaşımın dışına çıkarak öncelikle karakter ve kişilik değerlendirmesi yapıp daha sonra kişinin bilgi ve becerisine odaklandıklarını söylüyor. “Adayın olumlu, yaratıcı, dürüst, güvenilir olması, iletişiminin kuvvetli olması ve sosyal anlamda kendini keşfetmeyi seven biri olması bizim olmazsa olmazlarımızdır” diyen Koytak, adayın kendisini tanıması, derinliklerle donatması, ne yaparsa heyecanla yapmasının fark yaratacağını söylüyor.
Hırslı yeni mezunlar arıyor
Pınar KALAY / Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampüsü Ekonomi Bölümü’nden mezun olan Pınar Kalay, iş hayatına finans sektöründe Merill Lynch ABD’de Yatırım Danışmanlığı bölümünde başladı. Daha sonra Türkiye’ye dönerek Bristol Myers Squibb’te sırayla Finans Hazine Müdürlüğü, Türkiye İnsan Kaynakları Direktörlüğü, ardından Londra’da İngiltere İnsan Kaynakları Direktörlüğü, Paris’te Avrupa İnsan Kaynakları Operasyon Direktörlüğü ve Avrupa Yetenek Yönetimi ve İşe Alım Direktörlüğü olmak üzere pek çok farklı sorumluluk üstlendi. 2012’den beri Vodafone Türkiye’de İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Kalay, İnsan Kaynaklarının yanı sıra Emlak Yönetimi, İdari İşler ile İş Sağlığı Güvenliği ve Refahı birimlerinden de sorumlu.
Tüm yöneticileri ve çalışanları kapsayan Dönüşüm Liderliği sürecinin başlatılmasına ön ayak olmuş bir yönetici olan Kalay, bu programla şirkette herkesin Dijital Dönüşümün lideri olma vizyonunu sahiplenmesini; çalışma biçimlerini, iletişim dillerini ve zorluklarla karşılaştıklarında yaklaşımlarını bu doğrultuda değiştirmelerini hedeflediklerini söylüyor. Vodafone Türkiye yeni mezun alımlarına büyük önem veriyor. “Telekomünikasyon alanında kariyer yapmak isteyen genç adayların, sektörün dinamizmine uygun şekilde girişimci, hızlı, analitik düşünen, aksiyon alabilen ve gelişime açık olması gerektiğine inanıyoruz. Hırslı, rekabetçi ve müşteri odaklı, aynı zamanda öğrenmeye açık, yüksek enerjili, eğlenceli arkadaşlarla çalışmak istiyoruz” diyen Kalay, tüm bunların yanı sıra liderlik özelliğini de çok önemsediklerini aktarıyor.
En büyük beklentisi liderlik
Ebru Erol EKMEN / GSK Türkiye İK Direktörü
İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunu olan Ebru Erol Ekmen, iş hayatına atıldığı ilk günden itibaren İK alanında çalışmak istemiş. Bugüne kadar TNT International, Alcatel Teletaş, Turkcell ve JTI gibi şirketlerde görev alarak farklı sektörlerde insan kaynaklarını tecrübe etmiş. Sonrasında ilaç sektörüne geçerek uzun yıllar AstraZeneca ve Sandoz’da çalışan Ekmen, üç yıl önce de GSK İnsan Kaynakları Direktörü olarak Gelişen Pazarlar, Avustralya ve Asya Bölgesi için Yetenek Gelişim Lideri görevini yürütüyor.
19 yıldır İK alanında çalışan Ekmen, bu dönemde kariyerinde en büyük kırılma noktasının çalışanlara ve ailelerine sunulan önleyici ve koruyucu bir sağlık hizmeti olan ‘Çok Yaşa GSK’ sağlık programı olduğunu söylüyor. Program kapsamında, özel sağlık sigortasının yanı sıra yetişkinler ve çocuklar için aşılar, kanser, HIV, diyabet taramaları ile doğum öncesi bakım, rutin sağlık kontrolleri ve fiziksel aktiviteler gibi 40’a yakın koruyucu ve önleyici sağlık hizmeti sunuluyor. Ekmen bir adaydan en büyük beklentilerinin liderlik özellikleri taşıması olduğunu söylüyor.
Beş ülkeyi yönetiyor
Yıldız Hayim SİMSOLO / Franke Türkiye İnsan Kaynakları Yöneticisi
Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü mezunu olan Yıldız Hayim Simsolo, Alman, Hugo Boss’un İzmir yatırımının kuruluşunda görev alarak iş hayatına başladı. İnsan kaynaklarının farklı alanlarında toplam 15 yıllık bir deneyimi olan Simsolo, 2011 yıldan bu yana Franke Türkiye organizasyonunun yanı sıra aspiratör ve davlumbaz iş biriminin global olarak insan kaynakları fonksiyonundan sorumlu. Bu görev dahilinde iş biriminde bulunan beş ülkeye destek veriyor.
Simsolo’nun işe alım yaparken adaylardan en büyük beklentisi kendileri ile ilgili farkındalık sahibi olmaları. Simsolo, “Son dönemde yaşadığımız en büyük sıkıntı potansiyel sahibi olduğunu düşünerek işe aldığımız adayların kendilerine gereken süreyi vermemeleri. Adaylar eğer tercihleri ve yetkinlikleri konusunda daha fazla farkındalık içinde olurlarsa, hem çalışmayı istedikleri işi daha doğru seçebilirler hem de firmada kalıcı olabilirler” diyor.
Aday pizza yemeyi sevmeli
Nilüfer DEĞİRMENCİ / Domino’s Pizza İnsan Kaynakları Direktörü
Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunu olan Nilüfer Değirmenci, yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı. İş hayatına psikolojik danışmanlık yaparak başlayan Değirmenci’nin, insan kaynakları ile ilgili profesyonel tecrübesi ise 1996’da Beko Elektronik ile başladı. Ardından Turkcell Grup şirketlerinden Global Bilgi’de son üç yılı İK Direktörlüğü olmak üzere farklı rolleri tecrübe etme fırsatı olan Değirmenci, 2011 yılından itibaren Domino’s Pizza Türkiye’de İK Direktörü olarak çalışıyor.
İşe alım yaparken öncelikle adayın şirket kültürü ile uyumunun önemine dikkat çeken Değirmenci, “İşini kendi işi gibi sahiplenen, yetkilendirilmiş, fırsatları okuyabilen, inisiyatif alan, alanında en iyisi kişilere bizimle birlikte büyüme imkanı sunuyoruz. Tabii ki pizza sevmek, yemek yemeyi sevmek de bu kültür uyumunu destekliyor” diyor. Yaşa ve role bakmaksızın öğrenmeye açık olan kişiler ile çalışmayı tercih eden Değirmenci, yeni duruma kolaylıkla adapte olabilen, ihtiyacı gören ve kendini geliştiren kişilerle performansın daha yukarıya çıktığına inanıyor.
“Aday zorluklarla başa çıkabilmeli”
Nil EKİNCİ / Häfele İnsan Kaynakları Direktörü
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Nil Ekinci, organizasyon stratejisi alanında yüksek lisans yaptıktan sonra şimdilerde endüstriyel psikoloji doktora programına devam ediyor. Mobil Oil Türk şirketinde ücret ve yan haklar uzmanlığı ile iş yaşamına başlayan Ekinci, insan kaynaklarında 32 yıllık birikime sahip. Son beş yıldır ise Häfele Türkiye’de İK Direktörü olarak çalışıyor. Yaklaşık 400 kişilik bir ekibi yönetin Ekinci, farklılıkları yönetebilme yetkinliğinin en öne çıkan ihtiyaç olduğunu söylüyor ve işe alım yaparken adaylardan beklentilerini şöyle aktarıyor:
“Sıklıkla nesil farklılıklarını, X-Y-Z nesillerinin ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların nasıl ele alınması gerektiğini konuşuyoruz. Ancak bence iş yaşamındaki başarıda bunların ötesinde, çok daha önemli iki özellik var: Zorluklarla başa çıkabilme gücü (resilience) ve iç motivasyon. Bu ikisi olmadığında kişisel başarı, takım başarısı ya da kurumsal başarı gerçekleşemiyor. İşe alımda adaylarda bu iki özelliği arıyoruz.”
“İnsan isterse her şeyi başarır”
Yaprak Yazgan TELLİCİ / Etiya İnsan Kaynakları Direktörü
Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan Yaprak Yazgan Tellici, daha sonra İngiltere’de University of Hertfordshire’da İnsan Kaynakları üzerine yüksek lisans programını tamamlayarak iş hayatına perakende sektöründe işe alım alanında başladı. ST Microelecetronics, Accenture ve Garanti Teknoloji şirketlerindeki deneyimlerinden sonra son dört yıldır Etiya Bilgi Teknolojileri’nde İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalışıyor. Tellici, Etiya’da İK departmanı kurarak bir ilki gerçekleştiriyor.
Tellici, işe alım yaparken adayların istekli olmasının en büyük beklentileri olduğunu söylüyor. “Hevesli bir adayda işin gerektirdiği temel nitelikler varsa geri kalan her şeyi öğrenebileceğini düşünüyorum. Klasik belki ama ‘istemek başarmanın yarısıdır’ mottosunu benimsiyorum” diyen Tellici, insanoğlunun bir şeyi isterse her şeyi başarabileceğine inanıyor.
Çalışan sayısı yüzde 63 arttı
Mihriban HORATA / Nef İK Müdürü
2001 yılında Marmara Üniversitesi, Sağlık Eğitim Fakültesi’nden mezun olan Mihriban Horata, Acıbadem Sağlık Grubu’nda İnsan Kaynakları Uzmanı olarak işe başladı ve sırasıyla Multinet Kurumsal Hizmetler, YKM’de insan kaynaklarında yöneticilik yaptı. Yaklaşık bir buçuk yıldır Nef’te İnsan Kaynakları Müdürü olarak kariyerine devam eden Horata’nın alanında 14 yıllık deneyimi bulunuyor. Horata’nın bulunduğu süreçte Nef’in çalışan sayısında yaklaşık yüzde 63’lük bir büyüme olmuş.
İşe alım yaparken adaylardan en büyük beklentisinin işlerini aşkla yapmaları olduğunu söyleyen Horata, “İşe alım sürecinde adayın mesleğine duyduğu idealistlik, gelişim odaklılık ve meslek aşkı bizim için çok önemli. Ayrıca mesleği her ne olursa olsun, insan odağının gelişmiş olmasına dikkat ediyoruz. Bunun yanı sıra, tabii ki eğitimi, bitirdiği üniversite, mesleki tecrübesi, değişim ve gelişim odaklı olması, ticari bakış açısına sahip olması ve yaratıcı, yenilikçi bakış açısı da bizim için önemli” diyor ve yabancı dil bilgisinin şart olduğunu söylüyor.
İngilizce dışında dile bakılıyor
Fulya SUZHUN / Atlasglobal Havayolları İnsan Kaynakları Başkanı
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Maltepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi ve Yaşam Koçluğu sertifika programlarını tamamlayan Fulya Suzhun, iş hayatına Trans Teknik Holding bünyesinde Finans Uzmanı olarak başladı. 2000 yılında Teknosa A.Ş.’nin kurucu ekibinde yer alarak şirketin insan kaynakları alanında tüm İK fonksiyonlarının oluşturulmasında görev aldı. 2004 sonrasında sırasıyla Kanz ve Erdem Holding’de yönetici olarak insan kaynakları stratejilerini oluşturdu. 2013 yılından beri Atlasglobal’in Türkiye ve sekiz ülkede kurulacak olan havayolları şirketlerinin, tüm insan kaynakları fonksiyonlarını yapılandırmak üzere İnsan Kaynakları Başkanı olarak görevini sürdürüyor.
İK alanda 16 yıllık deneyime sahip olan Suzhun, adaylardan beklentilerini şöyle özetliyor: “Adayların istekli olmaları ve yoğun mesai saatlerine adapte olabilecek enerjisi yüksek kişiler olmaları; çalışmayı çok istemeleri ve hedeflerine ulaşmak için çok çalışmaları gerekiyor. Aradığımız en önemli yetkinlik, farklı kültürlere adapte olabilmeleri ve değişime ayak uydurabilmeleri. Kriterlerimizin başında akıcı seviyede İngilizce konuşabilmek geliyor; yurtdışında yeni uçuş noktaları belirlendikçe diğer dilleri bilmek de önem kazanıyor. Örneğin, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Arapça, Rusça.”
“Hayat görüşü önemli”
Berna TUNCEL / Enerya İnsan Kaynakları Direktörü
İstanbul Üniversitesi mezunu olan Berna Tuncel, ODTÜ’de İnsan Kaynakları Yönetimi programını tamamladıktan sonra, Marmara Üniversitesi’nde MBA yaparak eğitim hayatını tamamladı ve ilk profesyonel deneyimine bir insan kaynakları danışmanlık firmasında başladı. Kimya ve telekomünikasyon sektöründe insan kaynaklarında elde ettiği 16 yıllık deneyimini iki sene önce Enerya’ya taşıdı.
Tuncel’in işe alım yaparken adaylardan en büyük beklentisi adayın meraklı olması. Öncelikle ‘meraklı, araştıran, alternatif uygulamaları sorgulayan ve enerjisi yüksek’ profildeki adaylarla görüşmekten keyif aldığını söyleyen Tuncel şöyle devam ediyor:
“Hayat görüşünü ve ideallerini nasıl ifade ettiğine, dünyadan ve ülkemizdeki gelişmelerden ne kadar haberdar olduğuna ve bunları nasıl yorumladığına dikkat ediyorum. Daha çok adayın Enerya DNA’sına ne kadar uygun olduğuna ve potansiyelini uzun vadede hangi rollerde ve şehirlerimizde değerlendirebileceğimize odaklanıyorum.”
Ne istediğini bilen aday arıyor
Melike TANDOĞAN / T-Bank İnsan Kaynakları Müdürü
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine 1989 yılında Garanti Bankası İnsan Kaynakları Departmanı’nda başlayan Melike Tandoğan, bankacılık sektöründe 27 yıllık insan kaynakları deneyimine sahip bir yönetici.
İşe alım yaparken adaylardan beklentilerini, “Öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık, ne yapmak istediğini belirlemiş ve hedeflerini netleştirmiş, iletişim becerilerine sahip, ekip çalışmasına yatkın, sorumluluk sahibi” şeklinde özetliyor. Tandoğan, “Çalışanlarımızın mutlu olduğu, keyif aldığı ve istediği işi yaptığı durumlarda performansının o ölçüde arttığına inanıyoruz” diyor.
“Kadınlar farklı bakış açılarıyla değer katıyor”
Şule TAŞÇIOĞLU / BP Türkiye İK Müdürü
1999 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra aynı yıl içerisinde profesyonel iş hayatıma BP Türkiye’de başlayan Şule Taşçıoğlu, BP’de İK alanında birçok farklı alanda görev aldıktan sonra 2014 Mart ayında ülke İK Müdürü oldu. İK’ya hem kadınların hem de erkeklerin farklı ama aynı derecede önemli katkılar sağladığına inanan Taşçıoğlu, erkek işi gibi görülen saha ve mühendislik gibi alanlarda istihdam edilen kadınların şirketlerine sağladıkları farklı bakış açıları ile çok büyük değer kattıklarını düşünüyor.
“İK’nın önemi giderek artıyor”
Hande GENÇ / SAP Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
2003 yılından beri de SAP’de çalışan Hande Genç, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme/Örgütsel Davranış yüksek lisans programı mezunu. Startup organizasyonlar, şirket birleşmeleri, değişim yönetimi, işveren markalama, organizasyonel dizayn, iletişim ve farklı tüm İK süreçleri ile ilgili deneyimlere sahip.
16 yıldır İK dünyası içinde yer alan Genç, insan kaynakları dünyasında kadın yöneticilerin ağırlığını şöyle yorumluyor: “Kadınların çok yönlü ve titiz bakış açılarının çalıştıkları her alana çeşitlilik ve yaratıcılık getirerek, katma değer sağladığına inanıyorum. İş dünyasında görüntü daha çok kadınların İK’ya yönelmesi şeklinde olsa da bu aslında daha büyük bir resmin parçası. Tüm dünyada üst düzey yönetimlerde kadın sayısı artıyor, ayrıca insan kaynakları yönetimi farklı ve kritik bir iş alanı olarak giderek daha fazla önem kazanıyor.”
Önceliği eğitim
Feyza AYSAN / AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki İşletme lisans eğitimini tamamladıktan sonra 1981’de Boğaziçi Üniversitesi’nde MBA derecesi alan Feyza Aysan 1981-1995 yılları arasında Koç Holding’te Stratejik Planlama alanında çalıştı. Sonrasında insan kaynakları alanına geçiş yapan Aysan, 1995–2009 yılları arasında sırasıyla BMS, Boyner Holding ve Sandoz’da İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yaptı. 2009 yılından bu yana ise AstraZeneca Türkiye’de İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalışan deneyimli yönetici, işe alım yaparken önceliği eğitime veriyor.
Aysan, “AstraZeneca ailesine katılacak ekip arkadaşlarımızı seçerken eğitim durumları bizim için önem taşıyor. Bunun yanı sıra tecrübeleri, ilgi alanları ve her şeyden önemlisi işine karşı gösterdiği ilgi ve istek de eşit derecede önemli. İşe alım yaparken, kendi işe alım prosedürlerimizle, kişinin ilgili pozisyona uygun olup olmadığını objektif şekilde ölçüyoruz” diyor.
“Şirket kültürüne uyguluğuna bakarız”
İdil TÜRKMENOĞLU / Boyner Grup İnsan Kaynakları, Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı
Boğaziçi İşletme Bölümü’nden mezun olan İdil Türkmenoğlu, daha önce Garanti Bankası, Garanti Sigorta, Humanitas ve NTV Yayın Grubu’nda İK, Eğitim ve Pazarlama Direktörü olarak çalıştı. Boyner Grup’a 2001’de Benkar’la geçti. 2005-2011 arasında Boyner Holding İK ve İletişim Koordinatörü olarak çeşitli gelişim projelerini yürütmek üzere esnek zamanlı çalışan Türkmenoğlu, aynı zamanda üniversitelerde ders verdi ve vermeye devam ediyor. Kendisi 2014’ten bu yana Boyner Grup’ta İnsan Kaynakları, Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik’ten Sorumlu Başkan Yardımcısı.
12 bin çalışanı yöneten Türkmenoğlu, işe alım yaparken perakendenin hızlı temposuna uyum gösterebilen, sorumlu, çoklu iş becerisi olan, cesur, çok yönlü adaylar aradıklarını aktarıyor. Türkmenoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Karakteri işe al, yeteneği geliştir diye bir söz vardır. Biz işe alımda potansiyele çok önem veriyoruz. Adayların Boyner Grup değerleri ve kültürümüze uygunluğuna bakıyoruz. Müşteri mutluluğunu esas alacak, yaratıcı, cesur, tutkulu, sürekli öğrenecek, sorumlu ve büyük bir ailenin parçası olarak hareket edecek kişiler olmasına dikkat ediyoruz.”
Türkmenoğlu, işe alım sürecinde çalışanların referanslarını çok önemsediklerini ve açık pozisyonlar için mevcut çalışanların akraba ve tanıdıklarını yönlendirmelerini teşvik ettiklerini söylüyor.
30 yıllık duayen
Ege KARAPINAR / Yıldız Holding Global İnsan Kaynakları Lideri
İzmir Amerikan Lisesi’nden mezun olduktan sonra lisans eğitimimi ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümümde tamamlayan Ege Karapınar, hiç aklında yokken insan kaynaklarına yönelen bir isim. Yaşar Holding ve YaşarBank’ta geçirdiği 15 sene sonrasında, 11 yıllık PepsiCo dönemi başlayan Karapınar, bugün insan kaynaklarında 30 yıllık deneyime sahip bir duayen.
Uluslararası şirket tecrübesi ile insan kaynakları yönetiminde farklı alanlarda uzmanlaşan Karapınar işe alım yaparken pozisyon için doğru kişiyi bulmanın önemine dikkat çekiyor ve şunları söylüyor: “Söz konusu pozisyon için belirlenen profil, adayın akademik ve iş deneyiminin, görevin gerekliliklerini karşılayacak seviyede olmasının yanı sıra işe karşı heyecan duyma, inisiyatif alabilme ve yüksek liderlik potansiyeline sahip olma, sonuç odaklılık, öğrenme ve gelişime açık olma gibi karakter özelliklerini de içerir.”
Değişim süreçlerine uyumu önemsiyor
Schneider Electric Türkiye / Türkiye ve Orta Asya İK Genel Müdür Yardımcısı Ayşe ÖZDEMİR
Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden 1997 yılında mezun olduktan sonra, kariyerine 1998 yılında Fritolay’de Ücretlendirme ve Yan Haklar İK Uzmanı olarak başlayan Ayşe Özdemir, Nortel Netaş, Cisco, HP, DuPont gibi şirketlerde insan kaynaklarının farklı alanında deneyim kazandı. Kendisi bugün 18 yıllık İK tecrübesine sahip.
Empati yeteneği kuvvetli, iş odaklı ancak insan kriterine de önem veren kadın çalışanların, insan kaynakları ekiplerinde daha kolay yer bulabildiğine dikkat çeken Özdemir, işe alım yaparken pozisyonun gerekliliklerini karşılamalarının yanında, şirket kültürüne uyumu ve gelecekte şirketin değişim süreçlerinde yer alacak potansiyelde adaylara öncelik veriyor.
Gelecek tasarlayan aday
Ayça İŞBİLİR / Ziylan Grup İK Direktörü
TED Ankara Koleji sonrasında Gazi Üniversitesi İktisat ve Uluslararası İktisat çift dal lisans bölümlerinden mezun olan Ayça İşbilir, sırası ile Real, Siemens Business Services, Mitaş, Tesco ve Avea’da çalıştı. 20 yıllık İK deneyimine sahip olan İşbilir, 2014 Kasım ayından bu yana Ziylan Grup’ta görev yapıyor.
CV hazırlarken iş deneyiminin yanı sıra, katkıda bulunulan projelerden bahsetmenin, onları etkin bir şekilde hayata geçirebilmek için alınan aksiyonları paylaşmanın önemine inanan İşbilir, “Adayların şirketin geleceğini tasarlayan bir projede çalışmış olmasını ayrıcalık olarak algılıyorum. Adayın profilini farklı alanlardan elde ettiği deneyimleri güncel bilgilerle entegre ederek hedeflediği kariyer özelinde bir potada eritebildiği sürece net bir şekilde ortaya çıkarabiliyoruz. Neden sonuç ilişkilerini daha net ortaya koyabiliyor ve adayı en doğru iş için konumlayabiliyoruz. Yaratıcılığını ve potansiyelini öne çıkartabilen adaylar, farklı formasyon gerektiren tecrübelerde biz İK yöneticilerini de farklı düşünmeye, yeni değerler yaratmaya yönlendiriyor” diyor.
Orijinallik arıyor
Özlem SALUR / Roche İK Direktörü
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden 1987 yılında mezun olup ardından Keller Graduate School of Management of DeVry Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi üzerine mastır yapan Özlem Salur, 1994 yılında Egon Zehnder ile İnsan Kaynakları dünyasına adım attı. Ardından Amerika’da Parexel’de, Hilton Hotels Worldwide’da, Conrad Istanbul’da, PepsiCo’da insan kaynakları direktörlüğü yaptıktan sonra Kasım 2015 itibariyle Roche İlaç Türkiye’de İK Direktörü olarak göreve başladı.
İşe alım yaparken deneyimin yanında orijinallik aradığını aktaran Salur, şunları söylüyor: “Adayların kendilerini oldukları gibi sunmalarını beklerim. Sizin istediğiniz kişi olduklarını kanıtlamak yerine, güçlü ve gelişime açık yönleriyle barışık olmalarını isterim. Bu onların gelişime ve ilerlemeye açık olduklarını ve aldıkları geribildirime göre davranabileceklerini gösterir. Ayrıca çeşitlilik de ararım. Farklı geçmiş altyapıları olan farklı liderlere ve farklı düşünce stillerine ihtiyacımız var. Bu şekilde birbirimizden öğrenebilir ve birbirimizi tamamlayabiliriz. Heyecan, enerji ve olumlu tavırlar da ayrıca önemli. Kötümserlik gibi iyimserlik de bulaşıcıdır. Böylece eğer iş için doğru altyapıya, tavırlara, enerjiye ve çabuk öğrenme becerisine sahipse o kişiyle çalışmayı tercih ederim.”
“Erkek İK’cıların sayısı artacak”
Ela KULUNYAR / Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Direktörü
Saint Benoit Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren Ela Kulunyar, okul biter bitmez Management Trainee programı kapsamında Beymen’de işe başladı ve Beymen Beyoğlu Mağazası’na Müdür Yardımcısı olarak atandı. Ardından Koç Grubu serüveni başlayan Kulunyar, 2003 yılına kadar grubun farklı şirketlerinde satış alanında görev yaptı. Koç Grubu’nda uzun yıllar insan kaynakları yöneticiliği yapan Kulunyar, 2008 Şubat ayında Doğuş Otomotiv’de İnsan Kaynakları ve Süreç Yönetimi Direktörü olarak göreve başladı. Ve firmada alanında pek çok ilke imza attı.
İnsan kaynakları ekiplerine baktığımızda kadın ağırlığının daha fazla olduğunu görüyoruz. Bunun nedenini sorduğumuz Kulunyar sorumuzu şöyle cevaplıyor: “Özellikle işe alım, eğitim gibi fonksiyonlara başvuruların neredeyse tamamı kadın adaylardan oluyor. İnsan kaynakları profesyonellerinin empati, iletişim, daha detaylı çalışma ve analiz gibi yetkinliklere sahip olması önem kazandı. Kadınların doğaları gereği bu konuda avantajlı olması, bu alana yönelmelerinde etkili olmuştur muhakkak. Ancak günümüzde, herhangi bir iş alanını ‘erkek ya da kadın işi’ olarak sınıflandırmanın doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum. Nasıl ki artık iş dünyasında kadınları eskiden görmeye alışık olmadığımız koltuklarda sıklıkla görüyorsak, önümüzdeki dönemde insan kaynakları gibi kadın ağırlıklı alanlarda da erkek çalışan oranının artacağına inanıyorum.”
Öğrenmeye istekli olan makbul
Seçil KILIÇOĞLU / Bel IK Müdürü
2003 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olan Seçil Kılıçoğlu’nun insan kaynakları kariyeri 2006-2009 yılları arasında Doğan Holding bünyesinde yer alan DOL, Doğan Telekom şirketlerinde başladı. Sonrasında yaklaşık altı yıl boyunda Yıldız Holding bünyesinde, insan kaynakları alanında farklı görev ve sorumluluklar alan Kılıçoğlu, 2014 Kasım’dan bu yana Bel Grup’ta Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışıyor.
10 yıllık İK deneyimi ile işe alım yaparken kendisini tanıyan, güçlü yönlerini ve gelişim alanlarını bilen, yenilikçi, soran ve öğrenen bireyleri tercih ettiğini söylüyor ve ekliyor:
“İşe alım yaparken şirket değerlerimiz, kurum kültürü ve pozisyonun teknik ve liderlik yetkinliklerine uygunluğun yanı sıra sorumluluk bilinci yüksek, çalışkan, öğrenmeye istekli çalışanlar olmalarını bekliyoruz. Bu yönlerini ifade edebilecek, proje ve iş deneyimleriyle kendi kariyer hikayelerini yazabilecek adaylar bizim için önemli.”
‘Ben’ değil ‘biz’ diyen aday
Ebru ODABAŞI / Nielsen İK Direktörü
Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü olan Ebru Odabaşı, iş hayatına Frito-Lay’de çeviri yaparak başladı ve sonrasında ek sorumluluklar alarak bu alana adım attı. Sonrasında insan kaynakları sorumlusu olarak Nielsen Araştırma Hizmetleri’ne geçen Odabaşı, Nielsen’da yükselerek İnsan Kaynakları Direktörü oldu. Bu yıl itibariyle ise Romanya ve Bulgaristan insan kaynakları ekipleri de kendisine bağlandı.
18 yıllık İK deneyimi ile işe alım yaparken aranan pozisyon ile ilgili deneyim ve yetkinliklerin çok önemli olduğuna dikkat çeken Odabaşı, “Nielsen kültürüne uyum sağlayabilecek, yeniliğe ve değişime açık, ‘ben’ değil ‘biz’i ön planda tutan, dijital olarak yatkın, pozitif enerji yayan ve işini sahiplenecek ve severek yapacak kişileri işe almaya çalışıyoruz. Doğru tutum ve davranışları işe almanın önemine inanıyor, teknik bilgi ve becerilerin geliştirilebileceğini düşünüyoruz” diyor.
IT’den İK’ya
Nilüfer BİRDAL / Vaillant Group Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
Sankt Georg Avusturya Kız Lisesi ve İTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra iş hayatına Almanya Siemens’te üretim mühendisi olarak başladı. Türkiye’ye döndükten sonra sırasıyla AEG Eti, SAP, kendi kurmuş olduğu danışmanlık şirketi ICC ve Delphie’de IT direktörlüğü başta olmak üzere çeşitli yöneticilik pozisyonlarında görev aldı. 2014’ten beri Vaillant Group Türkiye bünyesinde İK Direktörü olarak çalışıyor. Birdal, 1990 yılından beri farklı ülke, sektör, şirket ve bölümlerde çalışarak şirket işleyişine dair 360 derece tecrübe edindikten sonra İK’ya geçti.
Birdal, işe alım yaparken adayların pozisyona, şirkete ve ekibe uyumluluğunun esas olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Adaylarımızın pozisyonun gerekliliklerini doğru anlamış olmaları, ilgi alanları, tecrübeleri ve yeteneklerini pozisyona uygun bir şekilde bize tarif edebiliyor olmaları süreci hepimiz açısından kolaylaştırır. Sorulara verdikleri dürüst yanıtlar, kişisel farkındalıklarının boyutu, kendilerini pozisyonlarımıza yakınlaştırır. Daha önceki tecrübelerinden aldıkları dersler, güçlü yönlerini ve gelişime açık yönlerini tanıyor ve dile getirme cesaretini buluyor olmaları, onları bizim gözümüzde daha olgun, daha etkili bir noktaya koyar” diyor.
Anahtar Kelimeler: İK , İnsan Kaynakları , Türkiye'nin En Güçlü İK Liderleri , İK Liderleri , Türkiye'nin En Güçlü Kadın İK Liderleri , En Güçlü Kadın İK , Başarı Hikayeleri , Başarı Hikayesi